Ölüm griliğine sahip beden, yayılan kanla lekelenmiş
karın içinde yüzüstü ve çırılçıplak yatıyordu.
Hava eksi on beş dereceydi ve fırtına sadece birkaç
saat önce dinmişti. Gün doğumunun soluk ışığında
boylu boyunca uzanan pürüzsüz karın üzerindeki birkaç
ayak izi, yakındaki buzdan yapılma binaya gidiyordu.
Bir handı burası. Ya da en azından bu kasabada han sayılan yerdi.
Sayfa 7 - İthaki Yayınları 1047 - Çeviren: Yaprak OnurKitabı okudu