Insanın gerçekten sahip olduğu tek şey, inançtır. Voltaire, "Tanrı var olmasaydı, onu uydurmak gerekirdi," derken, inanmadığı için böyle diyor değildi, güçlü bir inancı vardı. Hayır, sebep inanmaması değildi. Materyalistler ve pozitivistler Voltaire'in sözlerini alıp ona kötü bir anlam yüklediler. İnanç insanı kurtarabilecek tek şeydir, benim en derin inancım bu. Aksi takdirde insan ne yapabilir ki? Tartışılmaz biçimde insana ait olan tek şey. Başka hiçbir şeyin gerçekliği yok.
Dinleme ve anlama yeteneği yüce meziyetlerdir.İnsan ilişkileri bu temel üzerinde yükselir.Elinde olmadan bir yanlış yapan,doğal birtakım tersliklere uğrayan insanı anlamak ve bağışlamak.İki insan bir kez olsun aynı şeyleri hissetmeyi başarabilirse,ondan sonra birbirlerini her zaman anlayabilirler.İsterse biri buzul çağında,öteki elekrik çağında yaşıyor olsun.İnsanlar hem kendilerinin,hem başkalarının,hiç değilse en temel insani yönelimlerini duyumsayabilseler,Tanrım!
“Ben hayatım boyunca hep bir şeyleri bekleyip durdum. Bütün hayatım boyunca sanki tren istasyonunda bekler gibiydim. Bütün bu zaman boyunca sanki yaşadığım hayat gerçek değil de bir tür bekleyişti."
“Üç gündür kimseyle konuşmamıştım. Bu durum hoşuma bile gitti. Bir süre sessiz kalmak iyi geldi. Kelimeler bazen tüm duygularımızı ifade etmeye yetmiyor. Çok sönük kalıyor.”
“İnsan, öyle bir hatırlama yeteneğiyle donatılmıştır ki kendi sınırlarının farkına yine kendisi varır. Anılar bizi saldırılara açık, acı çekmeye hazır kılar.”
.