Küle dönmüş bir takım hissiyatlar ve onlara tezat alev alanlar... Usulca üflediğim bir karahindiba gibi; küle dönenler kesinkes ayrıldı çiçekten, alev alanlarınsa küçücük bir rüzgara ihtiyacı var vedalaşmak için. Her biri öyle zayıf ki! Gelen her darbe bir ayrılık daha ekliyor ruhuma.
Sevgili Dosto'nun bahsini ettiği o yasa; tabiattaki her şeyin, gözlerden uzak, sessiz karahindibanın düzeninde bile mevcut. "Yasa Sonya yasa..!" diye başlayan sözlerin devamını tamamlıyor ruhum.
Bir aksiyon filmi izler gibi, soluksuz ve dinamikti. Karakterlerin zekası, özgülüğü, geçmişi ve birliği her birini birer başrol kıldı gözümde.
Okudukça attırdığı kahkalar dışında bana kattığı pek bir şey olmadı eserin. Sadece keyifliydi...