#SadiyeErolAykaç 'ın kaleminden #BenRabia (Bir Rabiatü'l Adeviyye Romanı) eserini #okudumbitti
Dönemin alimi Hasan Basri Hazretlerinin mektebinde yetişen irfan ,abit bir insan, zamanın Ümmü'l Hayr'ı olarak ifade edilen Hazreti Rabiatü'l Adeviyye'nin yaşamını ele alan Yaratan"a adım adım kavuşmayı ihlas,
"Derin bir nefes alıp aşağı eğildim. Ardından kollarımı beline dolayarak göbeği göğsüme çıkıncaya dek onu yukarı çektim. Baş aşağı duruyordu ve o güzel vajinası tam ağız hizama gelmişti. Küçük bir çığlık atarak içgüdüsel olarak bacaklarını boynuma doladı.
Ah Tanrım, şu an onu bu pozisyonda tutarken bile kendimi kaybetmek üzereydim. Güçlükle
Yaşam an dır, ölüm ani
Sıra kim de bilmez fani
Yarına bırakma sanki
Giden geri gelir mi yani
Fayda etmez pişmanlıklar
Sonradan dökülen yaşlar
Her anışta yaran kanar
"Romalı Konsül Spurius Cassius Viscellinus, halka toprak dağıtmak istedi ve halk onu ölüm cezasına çarptırdı. Spurius Melius, aç yığınlara ekmek dağıtmaya yeltendi, tahta geçme art niyeti ile hareket ettiği gerekçesiyle idam edildi. Efsanevi kazların sesini duyup uyanarak Capitol'ü kurtaran Konsül Marcus Manlius, vatan haini diye öldürüldü. Yaşamasa. Kartaca'nın adını duyamayacağımız büyük Anibal'ın yaşamına Kartaca son verdi, mallarına el koydu, evini yakıp yıktı, yok etti. Özgür ve yürekli oyunlar yazmasını engellemek için Gneus Nevius'u kuyuya attılar."
Selim’in iç güdüleri iyi gelişmemişti. Çıkarını pek bilmezdi. Oysa… çıkarlarını düşünmeyenler unutulacaklardır. Her olayda bir kenara çekilenler gerçekten de bir kenarda kalacaklardır. Bir gün öldükleri zaman, arkalarında küçük bir iz, bir anı, bir gözyaşı, bir eser bırakmadan yok olacaklardır. Gazetedeki ölüm ilanı bile, yedinci sayfada bir kenarda kalacak, kimsenin gözüne çarpmayacaktır. Hayattan çıkarı olmayanların ölümden de çıkarı olmayacaktır.