Solomon adalarında yaşayan yerlilerin ilginç bir ağaç kesme yöntemi olduğunu biliyor muydunuz? Elektronik testere gibi teknolojik nimetlerden mahrum olan yerliler, baltayla kesemeyecekleri kadar kalın bir ağacı üfleyerek deviriyorlarmış… Evet, yanlış duymadınız, üf-le-ye-rek. Baltayla deviremeyeceklerini düşündükleri ağacın karşısına hep birlikte dizilip bir ağızdan ağaca kötü sözler fısıldıyorlarmış. Bunu yaparken her bir ağacın içinde bir ruh taşıdığına inanıyorlarmış. Kötü fısıltıların bu ruhu güçlendirip ağacı terk etmesini bekliyorlarmış. Ve haklı da çıkıyorlarmış. Bir süre sonra ağaç kurumaya yüz tutuyor, ardından da devriliyormuş… İnanamayabilirsiniz… Ancak Solomon adası yerlilerinin ağacın içinde farz ettiği ruhun insanlarda da olduğuna bir inanabilsek… Ve onları baltadan çok kötü sözlerin devireceğine… Söz baltadan daha yaralayıcı olmalı…
İlk Ayetleri(n) Oku(nması)
Halit Çil Hz. Peygamber’in Cebrail ile ilk karşılaşması iyi okunmalıdır. Okuma bilmeyen birine ilk emir OKU oluyor. Muhatabın okuma bilmediğini söylemesi üzerine Cebrail onu sımsıkı sarıyor ve sıkıyor. Neden? Çünkü kişi basiret gözünü açarak olayları, neden sonuç ilişkilerini, içinde bulunduğu atmosferdeki hareketliliği, doğayı, hayvanları,
Reklam
" Sözün Gücü "
Solomon Adaları'nda yaşayan yerlilerin ilginç bir ağaç kesme yöntemi vardı. Elektronik testere gibi teknolojik nimetlerden mahrum olan yerliler, baltayla kesemeyecekleri kadar kalın bir ağacı üfleyerek deviriyorlardı! Evet, yanlış okumadınız. " Üfleyerek! " Baltayla deviremeyeceklerini düşündükleri ağacın karşısına hep birlikte dizilip bir ağızdan kötü sözler söylüyorlar ve bunu yaparken her ağacın içinde bir ruh taşıdığına inanıyorlardı. Kötü fısıltıların ise bu ruhu gücendirip ağacı terketmesini bekliyorlardı. Bir süre sonra ağaç kurumaya yüz tutuyor, ardından da devriliyordu... Sizce bu sözler bir ağacın yanında, bir insana söylendiğinde farklı bir tesire sebep olabilir miydi? Sonucunu tahmin etmek güç değil... Ruha söylenen her söz; İyiliği ve kötülüğüyle, içinde " Yaşamı " taşır. Sözler ki bir nefesle, daima bizde... " Söz ki baltadan daha yaralayıcı olmalı. " Senai Demirci/Aşka Dair Öyküler adlı kitabından " uyarlanmıştır " :) ★★★ Sözcüklerin gerçeği değiştirme gücü vardır. Öyleyse sözcüklerine dikkat ederek güçlü bir enstrüman olarak kullan onları; iyileştirmek için, şükretmek için, şefkat göstermek için, var etmek için, affetmek için kullan. • Daphne Rose Kingma
Nimetlerin kadrini bilmek bir eğitim meselesidir 4
Mehmet Emin Ay ASR-I SAADETTEN ANLAMLI BİR HATIRA Bir gün Sevgili Peygamberimizi (sav) Ashâb-ı Kiramdan biri evine davet etti. Tandırda pişirilen arpa ekmeğini sıcak sıcak huzuruna getirdiler. O esnada bir başka sahabi de suyu serin olan bir kuyudan çekip getirdiği bir testi suyu da Efendimize ikram edilmek üzere sofraya koydular. Peygamberimiz (sav) sıcak ekmekten biraz yedikten sonra üzerine soğuk sudan da içti. Kısa bir süre geçmişti ki mübarek yüzünde hüzün belirtileri görülmeye başladı. Gözleri yaşlarla doldu ve yanaklarına süzülmeye başladı. Hem yanındaki ashabına hem de sonradan gelecek ümmetlerine ders olacak nitelikte sözler döküldü mübarek dudaklarından… Tekâsür suresinin son ayetlerini okumuştu Resûl-i Ekrem gözlerinden yaşlar dökülerek: "And olsun ki, o gün; size verilen nimetlerden ötürü elbette sorumlu tutulacak ve sorguya çekileceksiniz!" Elimizdeki nimetlerin kadrini bilenlerden olmak temennisiyle…
İbadilerin Örnek Aldığı İmam: Rüstemîlerin Kurucusu Abdurrahman b. Rüstem
Prof. Dr. Mehmet Salih ARI İslâm Tarihinde ortaya çıkan siyasi ve itikadî ekoller, belli şahsiyetleri ön plana çıkarmaktadırlar. Ehl-i Sünnet mensupları Hulefa-yı Raşidin olarak adlandırılan dört halifeyi ön plana çıkarırken özellikle onlar arasında adaletiyle, ilk kurumları tesis etmesiyle ve diğer uygulamalarıyla Hz. Ömer’i birçok açıdan örnek
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ HAYATI 12 Ocak 1905 - 11 Aralık 1975 Hüseyin Nihal Atsız Bey'in babası, Gümüşhane ilinin Dorul ilçesinin Midi köyünden 'Çiftçioğulları' ailesine mensup (Deniz Makina Önyüzbaşısı) Hüseyin Ağa´nın oğlu (Deniz Güverte Binbaşı) Mehmet Nail Bey olup; annesi ise, Trabzon'un kadıoğulları ailesinden (Deniz Yarbayı) Osman Fevzi Bey´in
196 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.