''Bilsinler ki Muhammedi kokan gül bahçesini yarasalara yar etmeyiz! Yezid, gül bahçesini dikenle, telle çevirmiş avını bekliyor. Toplasın tuzağını. Anka kuşu avlanmaz.''
masallar Daha uyanmamalıydık masallardan.Ne zaman bitti o eşsiz ormanlar, yollar? ne zaman ayrıldı yolları şehzade ile ipek kızın? ve ne zaman vazgeçti yakışıklı prens yüzyıl uyuyan güzeli uyandırmaktan? Ne zaman yoruldu aladdin lambasını ovmaktan? iyilik perileri, sevimli cinler şimdi neredeler? Daha uyanmamalıydık...Masallar hep o renkte ve aynı inandırıcılıkta kalmalıydı kalbimizde.Bir şey oldu, bir yerlerde.Büyüdük mü küstük mü birşeylere ne; inanmaz olduk masallara.Dinlemez olduk ve anlatmadık bir daha.Belki anlatılacak masalımız kalmadı, çabuk yordu hayat bizi.Oysa ne güzeldi küllerinden yeniden doğan Anka kuşu, Kaf dağının ardındaki o gizemli ülke, lal bir oba uşağı ile güzeller güzeli bey kızının başkaldıran sevdası.Nasıl özlüyoruz geçmişi...Neden özler ki insan? Hele birde mutsuz bir çocuksanız...Çocuktuk çünkü.İnanıyorduk.Köprüler geçmemiş, aldatmamış, aldatılmamış, bedeller ödememiş, ayrılık ve hasret mektupları okumamıştık.Ve dizlerimizi kanatmamıştı henüz hayat.İnanıyorduk, duruyduk, saftık, çocuktuk.Şimdi anlatacak bir masalımız bile yok, bir köşesine sığınacak...
Reklam
Bilgenin yüreğinde her dilek, Anka kuşu gibi gizli gerek. Damla nasıl inci olur denizde; Sedefler içinde gizlenerek.
Çünkü tek başına hükmeden akıl, kısıtlayıcı bir güçtür; başıboş bırakılmış tutku ise, kendisini yok edene kadar yanan alevdir. Onun için, bırakın ruhunuz aklınızı tutkunun doruklarına yüceltsin şarkı söyleyebilmesi için. Bırakın ruhunuz tutkunuzu akılla yönlendirsin, tutkunuzun her gün yeniden dirilip Anka kuşu gibi kendi küllerinden doğabilmesi için.
Ben hastane yataklarına alışığım. Bu yataklarda ölüme kaç kere dil çıkarmışlığım var. İnanmayacaksınız ama ne zaman böyle ölümcül durumlarda yataklara düşsem, hep Anka kuşu misali, küllerimden yeniden doğmuşumdur. Bana nedense uğurlu, hayırlı gelir ölüm döşekleri.
Sayfa 179Kitabı okudu
Simurg, efsanenin büyülü kuşu. Kafdağı'nda yaşıyor. Öbür adı Anka. Simurg aynı zamanda, Farsça "otuz kuş" anlamına geliyor. Anlatıya göre; Simurg'u aramak için yollara düşen kuşlardan, güçlükleri aşabilen otuz tanesi, Kafdağı'na vardıklarında Simurg'u bulamazlar. Oysa, bir de geri dönüp bakarlar ki Simurg kendileriymiş. Otuz aslında bir. Çokluk yok, teklik var.
Sayfa 85
Reklam
"Anka kuşu sembolü ile ilgili ne biliyorsun?" "Hiç ölmeyen kuş. Küllerden doğar. Kökeni Mısır."
Sayfa 314Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.