"Bırakın tutkunuzu akılla yönetsin ki tutkunuz kendi küllerinden yükselen Anka kuşu gibi her gün yeniden dirilebilsin."
Sayfa 60
Öyleyse bırakın da ruhunuz, dilediği gibi şakıyabilsin diye tutku kadar yükseklere çıkarsın aklınızı.
Ve tutkunuzu da aklınızla yönlendirsin ki tutkunuz kendi küllerinden doğan Anka kuşu gibi her gün tekrar yaşasın dirilişini.
Sayfa 60Kitabı okudu
Ruhunuz, çoğunlukla mantığınız ve kararlarınızın, tutkunuz ve iştahınızla savaştığı bir savaş meydanıdır.
Mantığınız ve tutkunuz açık denizlerde seyreden ruhunuzun dümeni ve yelkenidir. Yelkenleriniz veya dümeniniz kırılırsa şayet, sarsılıp sürüklenmekten ya da denizin ortasında sıkışıp kalmaktan başka çareniz yoktur.
Mantık tek başına egemense, hapsedici bir güçtür. Tutkuysa ihmal edilmiş ve kendi yıkımına yol açan kor bir alevdir. Bu nedenle izin verin ruhunuz, yükseltsin mantığınızı tutkunun tepelerine. İzin verin tutkunuzu mantığınızla yönlendirmesine, her gün dirilmesine ve anka kuşu gibi doğmasına kendi küllerinden.
''...ruhun ruha, gövdenin gövdeye koşmasıdır sevgi.''
Önsözden
Başta Kur’an olmak üzere Arap ve Fars edebiyatını, biz bugüne kadar, iyi kötü, doğru yanlış demeden aklımızı sağduyumuzu kullanmadan bir çeşit kıble saymış, Hafız’ın serçe kuşu dediğinde bir zümrüdü anka görmüş, Sadi’nin ev dediğini, saraya çevirmişiz.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 38. BasımKitabı okudu
".......Bu millet bir Anka kuşunun.Anka kuşu kuşların hani, şahı, padişahıdır ki bin yıl yaşar, ondan sonra Anka kuşunun yüreğinden bir ateş çıkar Anka kuşu bu ateşle kül olur, o kuldan bir tek yumurta, o sıcak yumurtadan bir yavru çıkar, o yavru yedi günde büyür, kuşların hanı ölü.Boylelikle Anka Kuşu kıyamete kadar aynı haşmetli sürer gider. Bizim soyumuz, ırkımız da insanlık içinde Anka Kuşu dur.Bizde her bin yılda ateşlerde çıkan yumurta misali, kıyamete kadar küllerinden halk edileceği. Soyumuz, cumhuriyetimiz, Gazi Mustafa Kemal Paşa sayesinde ilelebet yasayacak....."
Sayfa 121 - Y.K.Y.Kitabı okudu
Halbuki bu mesleğin fıtratında var dese yeterdi, boşa uğraşmış.
Şili Cumhurbaşkanı Sebastián Piňera... basit ama içe işleyen bir yardım çağrısı yapmıştı. "Bu insanlar yerin yedi yüz metre altında gömülü vaziyetteler. Elinizde onların kurtarılmasını sağlayacak ne gibi teknolojiler var?" diye sormuştu bütün dünyaya.
Aldığı karşılık olağanüstü olmuştu.
...
Yirmi dört saatten daha az bir zaman sonra Anka Kuşu adı verilen roket şekilli kapsül yavaş yavaş yerin altına, maden ocağının dibine indirilmeye başlanacaktı.
Sayfa 12 - HİTKİTAP - MAYIS 2011 - Çeviren: Nuray ÖnoğluKitabı okudu
Tedirginiz, çünkü şimdiki biçimiyle hoşnut değiliz bu uygarlıktan.
Sen bir peygamber gibi kendi kuyuna indin İskender, ama ben bunu bile yapamam ve “beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın” diyeceğim. Anka Kuşu sadece masallarda olurmuş, sana vasiyet ediyorum: beni topluma göm!
Dizelerin ile sevdayı bana sen öğrettin ve şu an sevdasızlığın hesabını senden sorabilirim.
Sayfa 97 - mektuplar/zaferKitabı okudu
360.jpg){kind=small}