Saat On İki Karanlığımın örselenmiş Ve tükenmiş kimliğinden yazıyorum Merhaba çocuk Kaldırım taşlarına baktığımız Esmer Ankara'nın yüzümüzü kavurduğu Dudaklarımızı çatlattığı
Yalnızlığın çerçevesinde vardı adımın bir kaç harfi...Aynı anda ismim olacakken olmasın diye türettiğim başka kelimeler bu sebepten.Lakin sabahları zorlaştırıyordu bu oyun ve yorgun kalbimin pencere kenarında beklemesinden hoşnut değildim!Bir iz ya da bir dokunuş akıl oyunlarını her gün batımında bana yeniden izlettiren;gitme,gidersen... Kokunu sığdıramam bu eve,kendime kaçamam ve yazmak fiil olmaktan ziyade nedensel bir iç çekişe dönüşür...Yakınların uzak mesafesinde!Bak bu kadar değebiliyorum sana bu kadar!Oysa tüm dünyaya ne kadar sordurmuşum...Hazımsız bir kalp ağrısının fersiz isyanı doğru değil bu zamanda.Ayıp diyenlere kızar günah diyenlere hesap sorarım.Gitme;gidersen,bir nehrin bulanık sularında suretimle uğraşırım...Kokun yeşile bulaşır!Maviye bulaştı,sarıya karıştı görmedin saniye değişti...Belki sana bir dudak lekesi bana iki cümleni iksiri. Bak bu kadar yakınım sana,tam bu kadar ve bekle dediğin o an hep zarar. YASEMİN BAŞ'15 ANKARA
Reklam
Şiirin Hikayesi Allah Rasulü (s.a.v.)'ne yazdığı şiirler ile gönüllerde yer eden Mustafa Necati Bursalı Ağabey'in, zaten çoktan değiştirdiğine inandığımız dünyasını zahiren de değiştirdiğini öğrendik... Yazdığı "Efendim" isimli naati kendi sesinden dinlerken aşkına iman ettiğimiz âşık için duamız; ümid ettiğine kavuşması ve Cenab-ı Hak
Ekim 2007, İzmir. Alsancak’ın en meşhur dövmecisi Köprüaltı’na gençten biri girer, kolunu sıyırır, dirseğine doğru Mustafa Kemal’in imzası vardır, bir bankada çalıştığını, bu dövme yüzünden işten atılmakla tehdit edildiğini anlatır, tırsmıştır, ekmek parası filan diye ağlar, “silin” der. Hep söylerim, ekmek parası diye ağlayanın maaşını,
Körlük (Saramago)
Öncelikle şunu belirteyim : Kitap incelemesi yapmayacağım. Yazının başlığı her ne kadar aksini iddia etse de boşverin onu. Meselenin odak noktası kitap ve hayal ürünü karakterler yerine dibine kadar gerçek bir insanın hikayesi olacak. (Böyle söyledim diye korkmayın. Realist değil sürrealistim.) Bundan epey zaman önce bir etkinliğe katılmıştım.
Ankara Toprağı
Atatürk: "İlahi hoca",der, "verimli toprakta, elverişli iklim koşullarında herkes çiftlik kurar. Ben senin işe yaramaz dediğin bu çorak toprakta da çiftlik kurabileceğimi göstereceğim." Ve bugünkü Atatürk Orman Çiftliğini kurar.
Sayfa 63 - Can Çocuk
Reklam
Ankara kayıtsız kalmadı bugün gözlerime; oturdu baş ucuma ağlıyoruz birlikte. O diyor; yağmur benim acım, ben diyorum acı dediğin benim göz yaşım...
Dersim Edebiyatı
Dêrsim Edebiyatı…   On yıldan fazla bir zaman geçmiş olmalı! Dêrsim ve Mardin’den iki elektronik posta almıştım. İletişim Yayınlarında çıkan sözlü tarih kitaplarımı (Diyarbekir Diyarım Yitirmişem Yanarım, İsyan Sürgünleri ve Amidalılar-Sürgündeki Diyarbekirliler) okuyan duyarlı Dêrsimli okurlar “Hocam keşke bizim buralarla ilgili de bu tür
Duyuru (Şiirin Hikayesi: Allah Rasulü (s.a.v.)'ne yazdığı şiirler ile gönüllerde yer eden Mustafa Necati Bursalı Ağabey'in, zaten çoktan değiştirdiğine inandığımız dünyasını zahiren de değiştirdiğini öğrendik... Yazdığı "Efendim" isimli naati kendi sesinden dinlerken aşkına iman ettiğimiz âşık için duamız; ümid ettiğine kavuşması ve
Resim