♤Çünkü [akıllarını kullansalardı bilirlerdi ki] bu dünya hayatı geçici bir zevk ve eğlenceden başka bir şey değildir; oysa sonraki hayat, tek [gerçek] hayattır: keşke bunu bilselerdi!
♤Ankebut süresi âyet 64
Eve lem yekfihim ennâ enzelnâ ‘aleyke-lkitâbe yutlâ ‘aleyhim(c) inne fî żâlike lerahmeten veżikrâ likavmin yu/minûn(e)
Hem, kendilerine okunan bu kitabı sana indiriyor olmamız onlara mûcize olarak yeterli değil mi? Hiç şüphesiz bunda iman eden bir toplum için elbette bir rahmet ve öğüt vardır.
Günde beş vakit, zamana bağlı bir ibadeti yerine getirmeyle yükümlü kılınan Müslümanlar, her nasıl oluyorsa son birkaç asırdır ciddi bir astronom çıkartamamış. Her gün en az beş defa aynı kıbleye yönelmesi istenen Müslümanlar arasından son birkaç yüzyıldır nam salmış bir coğrafyacı duyulmamış. Ankebut Suresi'nin 20. ayetinde tüm Müslümanlara açık ve net bir emir olarak "yaratmanın nasıl başladığını anlamak için yeryüzünü gezip dolaşma" talimatı verilmiş olsa da son birkaç yüzyıldır adını bildiğimiz bir Müslüman biyolog, jeolog, paleontolog yahut antropolog çıkartamamışız. Kısacası, sadece Kur'an'ın açık işaretlerine bakarak bugün bilim ve teknoloji anlamında bulunduğumuz nokta, Müslümanlar olarak başımızı öne eğdiriyor ve bizi Rabbimiz karşısında mahcubiyetten suskun bırakıyor.
68.
Uydurduğu yalanı Allah'a isnat eden iftiracıdan veya kendisine gelen hakikati yalanlayandan daha zalim kim vardır? Kafirler için Cehennem'de yer mi yok?
63.
Eğer onlara: "Gökten su indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra dirilten kimdir?" diye sorsan, kesinlikle "Allah" diyecekler. De ki: "Hamd Allah'a özgüdür." Fakat onların çoğu akıllarını kullanmıyorlar.
61.
Gerçek şu ki, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş'i ve Ay'ı yararınıza sunan kimdir?" diye sorsan, kesinlikle "Allah." diyecekler. O halde nasıl başka varlıklara yöneliyorlar!