"Şanslısın bak! Böyledir işte, istediğini zannettiğin değilse de ne gerekiyorsa o gelir, buna güven." "Efendim, anlamadım?" "Bence anladın," diyor. "Anlarız zaten. Anlamak istemeyiz çoğu zaman. Neyse, sana iyi bir gün diliyorum."
Tahtakale
Gövdesi ince uzun, eliyse peynir ekmekli Beni mi süzüyor ne, çay mı içiyor ne, anlamadım Bir asker, öyle bir asker ki, doğduğu günden beri izinli Dünyaya izinli, kadına izinli, sevmeye izinli Bilmem ki nasıl olmuş her yerden çıkıvermişler Ürkek ve devamlı insan yüzleri. Güneşler gidiyor camlarda; Bayburt'ta akşam yemeği Kolunu kaldırıyor biraz, yüzünü ekşitiyor biraz, biraz da Donkişotvari Biriyse elini atmış durmadan karıştırıyor Cebini karıştırıyor, güldükçe gülüyor kadının biri Güldükçe gülüyor ya da gülmüyor işte güldükçe Adamla sıkıntı çatılmış silahlar gibi. Çocuksun, anlamıyorsun, süslemişler her yeri Dokunsan ağlayacak, konuşsan susmayacaklar bir daha Elleri vardır bilseniz, durmadan sizi gösterir elleri Baksanız bakılırlar, sevseniz sevilirler kimseye benzemeden Biri de bir kadındır alınmış efsanelerden Bir kadındır güzelim unutmuş erkekleri. Bu sandık, tahta sandık, üstünde gül resimleri Yanında bir adamla; sanırım doğu illerinden Üç asker tıraş olmuş, beyaza kesmiş yüzleri Şeker mi yiyorlar ne, düş mü kuruyorlar ne, anlamadım Belki de bir Tanrısı var acının, hüznün, ayrılığın Ki durup dururken öyle ansızın yürüdükleri...
Reklam
– Mən də səni ilk dəfə görəndə qəribə hiss kecirdim. Özüm də nə hiss etdiyimi anlamadım. – Yəqin, məni yemək istəyirdin. – Hə, indi səni yeməyimə heç kəs mane ola bilməz. – Haradan yeməyə başlayacaqsan? – Asita təbəssüm etdi. Düşünmədən dedim: – Ürəyindən. – Niyə ürəyimdən? – Çünki sənin qəlbin çox böyükdür, onu yesəm, birdə heç vaxt acmaram; çox zərifdir, rahat yeyərəm; çox şirindir, bal arxasınca hündür ağaclara dırmaşmağa ehtiyac qalmaz; çox sərindir, qəlbimin yanğısını söndürər. – Elə buna görə? Çox qarınqulusan. – Bir də istəyirəm, qəlbin yalnız mənim olsun. – Olsun, – gözlərini geniş açıb üzümə baxdı, – sənəçox ehtiyacım var, Lano.
Hep arayacaksın sen. Ya resim, ya kitap... — Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. — Anlamadım. — Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı, insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez.
İnsan Huyu
"Anladım. Aslında anlamadım ama... Anladım."
Sayfa 448 - RockyKitabı okudu
İnsanın acısına inandım. Kimse diz çökmesin, dedim. Yazdım. Sözlerim insandan acıydı. Dünyanın bütün harflerini okudum. Önce anladım. Sonra anlamadım. İnsan sonsuzdu. Zaman sonsuzdu. Ölüm sonsuzdu. Üç sonsuzluk içinde sevdim. Acı inceldi, güzelleşti. Dünyaya inandım. Sözler içimde büyüdü, büyüdü. Yalnızlık oldu. Yazdım. Önce kalabalık oldu, sonra yine yalnızlık. Ölümden önce bir iş gelmedi elimden.
Sayfa 60
Reklam
Ne sanıyor bunlar beni anlamadım ki. Kimsenin benim nasıl bir hayat sürdüğümü gördüğü yok.
Anlamadım Olric. Anladınız efendimiz. Anlamaktan korkuyorsunuz sadece.
Peki burada sorun sadece çocukta mı
Bana kızmalarına hak verdiğim tek olay, yangın çıkartma saçmalığındı.Aslında yangın çıkartmak gibi bir niyetim yoktu odamda elimde pinpon topuyla öylece oynuyordum pinpon topunun yanıp yanmadığını merak etmeye başladım böyle şeyleri bir anda oluyor durup dururken bir şeyi merak ediyorum sonra mutfağa gidip ellerindeki telefonlara dalmış olan anne ve babama çaktırmadan çakmağı aldım o kadar dalmış herhalde ki çaylarından birer diyordum aldığımı bile fark etmediler odana gidip merakımı giderdim pinpon topunu ateşe yaklaştırdım yanıyormuş ama elimde yanıyormuş elim yanınca topu da çakmağı da bir tarafa fırlattım top tül perdeye yapıştı perde tutuştu nasıl acaba onu anlamadım anne ve babamın yanlarına gidip sanırım ev yanıyor dediğimde he çınar heee dediler ben de inanmazsanız inanmayın dedim Duman mutfağa kadar gelince akılları başlarına geldi Bir de babam bize niye haber vermedin diye bağırıyor haber verdim inanmadınız itfaiyeye gerek kalmadan kova kova su dökerek söndürdük yangını bir hafta tablet cezası aldım yangın çıkartma olayında pinpon topunun yanan bir madde olduğunu öğrenmiş oldum
Yaşamak için demek istiyorum. Bana yaşamasını öğretmediler. Daha doğrusu, bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara. İnsan, kendi bulurmuş doğru yolu. Ben bulamazdım. Bana, başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğretiler. Başka türlü bir itina ile tutmalıydılar beni Daha fazla değil, farklı. Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da, anormal dediler. Ben de kendimi anlamadım: bütün hayatım boyunca normal bir adam olmaya çalıştım.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.