Birçok kişi, ölüm döşeğine düşene ve sahip olduklarını sandıkları her şey avuçlarından kayıp gidene kadar, bunun kurgudan ibaret olduğunu anlamazlar. Ölüm kapıyı çaldığında, bir şeye sahip olma kavramının hiçbir anlamı olmadığını fark ederler. Hayatlarının son birkaç dakikasında, bütün hayatları boyunca daha güçlü bir benlik duygusu arayışıyla dolaştıkları halde, aslında gerçek benliklerinin başından beri orada olduğunu, sadece kendilerini eşyalarla tanımlamaları yüzünden büyük ölçüde gizlenmiş olduğunu anlarlar.
Gerçek şu ki duygusal ihmal kurbanı olan insanlar gerçekten acı içindedir. Ancak bunun nedenini anlamazlar ve çoğu zaman terapistler de bu sorunu çözemez.
Bişri Hafi (r.a) der ki: "Ey zahitler! Sefere gidin ki, (günahlardan) temizlenesiniz. Bir yerde kalan su mutlaka kokar."
Karada, denizde Allah'ın acayip işlerini görmeli; dağda, dağlarda ovalarda, çeşitli iklimlerde, dünyanın çeşitli yerlerinde değişik hayvan, bitki ve diğer yaratıkları görmeli, her birinin kendi yaratıcısını teşbih, tenzih ettiğine ve sani'in birliğine delâlet ve şahitlik ettiğine bakmalıdır. Böyle ibret nazarıyla bakan kimse, harfi ve sesi olmayan cansızların sözünü anlayabilir ve harfsiz ve rakamsız olarak bütün varlıkların çehresinde yazılan ilâhi yazıyı okuyabilir. Kâinatın bütün sırlarını ondan anlayabilir. Bilhassa gökler alemine baktığı zaman, onlar ki, her gece ve gündüz, kendi etrafında dönen acayib sırlarını lisan-ı hal ile açıklar ve bu ayeti kerimenin manasını tefsir eder:
وَكَاَيِّنْ مِنْ اٰيَةٍ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ
يَمُرُّونَ عَلَيْهَا وَهُمْ عَنْهَا مُعْرِضُونَ
"Göklerde ve yerde nice alâmetler vardır; üzerinden geçerler, fakat onları anlamazlar" (Yusuf, 105). Bundan başka bir kimse kendi yaratılışına, azalarına ve sıfatlarına bakarsa, ömrü boyunca bu manzara kendisine yeter. Belki kendindeki şaşılacak hâlleri olduğu gibi görmek için zahiri gözünü kapayıp batini gözünü açmalıdır.
Çocukların Yetişkinlerle İletişimde Dikkat Etmesi Gereken Hassas Konular
6. MADDE
“Her zaman zekâsıyla övünen yetişkin milleti, aslında kafasını pek çalıştırmaz. Genelde olayların görünen taraflarıyla ilgilenir ve altında yatan nedenlere bakmazlar. O yüzden de çokça yanılırlar. Onlara gerçeği anlatmaya çalışma, anlamazlar. "