İnsanın şansı kaderini belirler
Kitabın içinde iki güzel öykü var.
1. Öykü DADI:
Dadı varlıklı bir ailenin kızlarının dersleriyle ilgilenmektedir. Son günlerde dadılarının ilgisiz davranışlarının nedenini çözmeye çalışan iki kızkardeş yaşananlarla birden büyümüşler ve hayatı anlamaya başlamışlardır.
2.Öykü LEPORELLA:
Anna bir dağ köyünde gayrı meşru bir çocuk olarak dünyaya gelir... 32 yaşına kadar sadece çalışır çalışır. En büyük zevki çalıştığı mutfaklarda işini en güzel şekilde yapmaktır... Öyküdeki soylu ailenin yanında çalışırken de aynı şekilde çalışır, ama evin hanımı zor bir kadındır... Leporella adı yakıştırılır ona. Anlamı pek güzel olmasa da o umursamaz...
Her iki öyküde kişiler güzel tahlil edilmiş olsa da ben ikinci öyküyü daha çok beğendim...
kitaba adını veren siddhartha tüm gözlerin üzerinde olduğu, ileride önemli bir mevkide olacağına inanılan genç bir prensin anlam arayışını konu alır.
babasına karşı dik duruş sergileyerek kendi yolunu, kendi benliğinin arayışına giren siddhartha yaşının verdiği toyluk ve babasından öğrendiği bilginin gücüyle bir çok kişiye hayatın anlamı üzerine
Bana şiiri sevdiren adam, Atsız'a selâm olsun!
Atsız'ın kitapları her zaman beni çok etkilemiştir. Bunun sebebini Atsız'ı tanımaya, onu bilmeye bağlıyorum. Kitaplarını, onu tanımadan okumuş olsaydım bu kadar etkilenmezdim diye düşünüyorum.
Atsız'ı abarttığımı düşünenler olabilir(onlar burayı terkedebilirler) fakat her okurun etkilendiği yazarlar
Kitabı okumak istiyorsanız kesinlikle ARKA KAPAK YAZISINI OKUMAYIN.
İlk kez bir kitap için sıcağı sıcağına yorum yapacağım .Bu kitabı uzun zaman önce a101 den almıştım 4 liraya temiz iş ndjdn (Pardon 3.95).Neyse iki yıldır evde bekliyor garibim hafif bir şeyler okuyayım deyip aldım elime.
Ah kitap o kadar duygu yüklü ki ya gerçekten çok sevdim .Hele mor fasulyeli bir sahne var ben orada usul usul ağladım.Şimdi bu ağlama sahnesini tasavvur edemem ama çok zor tuttum ağlamamak içim kendimi.
Böyle bir büyükanne olamaz çok tatlı :).Hele Tiger daha küçükken hayattın silesini yemiş .Kitabın en güzel mesajı sevgi ve her şeyin üstesinden geleceği.Umarım benim kadar seversiniz .
NOT:Kitabın benim için özel bir anlamı da uzun zamandır kaybolan duygularımın geri gelmesi .Çok ağladım beeh
Bu gergin günlerde iyice gerilmek için sevdiğim yazarlar listesinde ilk üçte olan Jean - Christophe Grange'ın yeni kitabı "SON AV"ı okudum. Hoş daha Ölüler Diyarını okuyamadım ama olsun.
Kitaptan önce kapak hakkında bir şeyler söylemek isterim; etkileyici, ürpertici bir kapak olmuş. Tasarlayan Serkan Yolcu'nun emeğine sağlık. Orijinal
Komiser Merih, Psikolog Güneş, ünlü fizikçi Behram. Bu üç kişinin yollarının keşismesine sebep olan iki gizemli cinayet. Ve hep bir adım önde olan bir katil. Peki yetiştirme yurdu da kalan küçük Eren'in bu olaylarla nasıl bir ilişkisi olabilirdi? Her olayda gizlenen sayıların anlamı neydi? İşaretler, gizemler...
İlk önce şunu söylemek istiyorum bir solukta, son sayfasına kadar heyecanınızı kaybetmeden okuyacaksınız. Olaylar çözülüyor derken farklı bir aksiyonun içine girecek ve son sayfaya geldiğinizde şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz.
Kitabı tek bir konu çerçevesine sıkıştıramıyoruz. Çünkü kitapta bilim-kurgu, macera, polisiye, tasavvuf, kuantum, felsefe, psikoloji, ütopya konuları güzel bir sarmal halinde iç içe geçirilmiş. Konular birbirinden koparılmadan bir bütün olarak harmanlanmış.
Yazarın büyük islam alimi El-Cezeri'nin buluşu olan Fil Saatine atıfta bulunması ve bu buluşu ile robot biliminin kurucusu olan El-Cezeri'yi bizlere hatırlatması da çok güzel bir detay olmuş.
