·
Not rated
EFLA YALANCI KASIM
Bugün sizi Efla ile tanıştırmak istiyorum. İlk başta kitabın kapağına hayran kaldım. İçerik son derece merak uyandırıyordu benim için. Kitabı okumaya başlayınca kapakta ki hayranlığım içindeki satırlarla katlanarak büyüdü ve bir solukta okuduğum kitaplar arasında yerini aldı. Kitapta Deniz( Ef) ve Belis (Efla) ile tanışıyoruz. Deniz doğuda
Efla
EflaDeniz Kılıç · Panu Kitap · 2022739 okunma
Mutfak penceresinden Praça do Comercio’nun aşağısındaki terasta oturan insanlara baktı. “İnsanlar sanki uyurgezer gibi yaşıyorlar hayatlarını. Önemsiz şeyleri kafaya takıyorlar: Şöhret ve para istiyorlar, diğerlerini kıskanıp hiçbir önemi olmayan şeyler için büyük mesafeler kaydediyorlar. Anlamsız hayatlar sürüyorlar. Yiyor, uyuyor ve kendilerini meşgul edecek sorunlar icat ediyorlar. Asıl olanı unutup geçici olana takılıyorlar.” Başını iki yana salladı. “Sorun ölümün soyut bir şey olmamasında. O yanımızda, hemen köşede bekliyor. Bir gün iyisin, yaşam yolunda yarı uykulu yürüyorsun ve doktor gelip öleceğini söylüyor. O anda kâbus aniden tahammül edilemez hale geliyor ve böylece uyanıyoruz.
Reklam
Whatsapp Grubundan bir alıntı yapayım şuraya :)
Aristoteles’e göre arkadaşlığın 3 çeşidi ; 1- Fayda için arkadaşlık Bazı insanların arkadaşlarını kendi çıkarları için kullandığı oldukça bilinen bir gerçektir. Bu bazı insanların aklına dahi gelmezken, bazı insanlar ise arkadaşlarını sıklıkla kendi faydası için kullanıyor. Küçük bir grup insan, arkadaşlıkların sadece çıkar amaçlı olduğunu
"Insanlar sanki uyurgezer gibi yaşıyorlar hayatlarını. Önemsiz şeyleri kafaya takıyorlar: Şöhret ve para istiyorlar, diğerlerini kıskanıp hiçbir önemi olmayan şeyler için büyük mesafeler kaydediyorlar. Anlamsız hayatlar sürüyorlar. Yiyor, uyuyor ve kendilerini meşgul edecek sorunlar icat ediyorlar Asıl olanı unutup geçici olana takılıyorlar"
Gönül Tahtıma Gel
Seni gördüğüm an dayanamam Öperim hasretle dudaklarından Gurbetten döner gibi gelirim gözlerin için Söyle bana bunca naz cefa niçin Mesafeler seni düşününce anlamsız Olmadığın topraklar kimsesiz ıssız Yokluğun dayanılmaz merhametsiz Söyle bana bu kalp neden sensiz sessiz Duyamıyorum atışlarını artık Ölü toprak gibi her yanı bataklık Çöl
Kusursuz tespit
İnsanlar, hele şu son zamanlarda bir özgürlük teranesi tutturdular; neymiş bu peşinde koştukları özgürlük? Yalnızca esirlik ve kendine kıymadan ibaret! Çünkü insan­lar, "ihtiyaçlarını tatmin etmeye bak, sen de en yüksek, en zengin kişilerle aynı haklara sahipsin" inancına saplandılar. "ihtiyaçların giderilmesi konusunda hiç çekinme, hatta is­teklerini alabildiğine artır!" Bugün herkesin dilinde bu var, özgürlük böyle anlaşılıyor. İhtiyaçları alabildiğine genişlet­mek hakkı neler doğurur? Zenginleri yalnızlığa ve manevi çöküntüye, yoksulları kıskançlığa, suç işlemeye götürür. Çünkü hak bağışlanırken ihtiyaçların giderilme yolları gös­terilmiş değildir. Güya mesafeler kısaltılmakla düşüncelerin havadan iletilmesiyle insanlar birbirine yaklaşır, kardeşlik bağları güçlenirmiş... İnsanların bu türlü birleşme araçları­na inanmayın. Özgürlüğü, ihtiyaçlarını genişletmeye ve gi­dermeye yarayacak bir araç saydıkları için yaratılışlarına zıt giderler, anlamsız, ahmakça istek, alışkanlık ve ipe sapa gelmez hayallere yer verirler. Sırf karşılıklı kıskançlık, şehvet ve kibir için yaşarlar. Ziyafetler, gezip tozmalar, arabalar, rüt­beler, buyruk kulu uşaklar öyle önemli bir ihtiyaç sayılır ki, uğruna hayat, onur, insan severlik her şey feda edilir. Bunları sağlayamayınca kendine kıyanlar bile olur. Zengin olmayan­lar arasında da aynı şeylere rastlanır. Yoksul tabaka ulaşamadığı isteklerini, kıskançlıklarını şimdilik sarhoşlukla kör­letir. Ama pek yakında şarap yerine kanla sarhoş olacaklar, gidiş o gidiştir. Sorarım size: Böyle insan özgür olabilir mi?
Reklam
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.