IŞIK!
Bir sokağın ışığında yazıyorum. En derin kelimeler yıldızlardan dökülüyor bu gece. Serin ve hüzün dolu bu saatte, kalbim savrulup duruyor öylece. Anlaşılmayan bir sessizlik belirmiş nefeslerde. Kalabalık bir şehirde, yalnız duygular serilmiş yerlere sanki. Boş bakışlar almış yorgun bedenleri. İnsanların, kurumuş yapraklar gibi dökülen kelimelerinde bir mâna bulamazsınız bâzı zamanlarda. Yalnızlık iyileştirir içinizi, ıssız duvarlar resminizi taşır yorulmadan. Bir hâyalin peşine koşmak düşüncesi, size güç verir. Ve âniden irkilirsiniz, hevesi kaçmış bir kuş gibi uçamazsınız hâyallerinize doğru. Bu sokaklar size arkadaş olur, adımlarınız umut, gölgeniz şiir olur bu gece. Sizi okumayı bilen biri, anlar her harfın ağırlığını. Üstünüze sinmiş tozları görür hatta. Kimi zamanlar insanlara söylediğiniz bir kelimenin bile, anlamını düşünürsünüz saatlerce. Ve söylediğiniz sözcüklerin cevapsız kalışını seyredersiniz uzaktan. Oysa bir kelime şifâ olur umuduyla söylediğiniz sözcükler, kursağınızda düğümlenirmiş meğer, anlarsınız. Bu hayat sizi güçlü biri yapar, acı sizi güçlü biri yapar, insanların davranışları sizi güçlü biri yapar ve içinizdeki solmuş çiçekler sizi güçlü biri yapar. Bâzen koklayacak bir çiçeğiniz olmadığını farkedersiniz ama, anıların zihninizden geçmesiyle tekrar filizlenir bir tohum. Hatta biraz daha yürürken sokakta, ışıkların daha çok parladığını görürsünüz. Düşünürsünüz sonra derin derin. Işığı sönmüş bir şehri, kaç kişi özgür kılar acaba?
Hakikat!
Nedir bir insanı insan yapan hâkikat? Bir inci tanesi kadar umut mu? Bir karanlık gece mi, yoksa yalnız zamanlarımızda bizlere şâhitlik eden gözyaşlarımız mı? Tükenmişlik duygusu mu bizi gerçek kılan? Yoksa bizler miyiz, öylesine çaresiz, öylesine kırılgan, öylesine yorulmuş hisseden? Acımasız kalpleri yuvamız sanmamız mı bizleri değiştiren? Başka
"Zaten hayat hep böyleydi bana göre . Etraf ne için çıktığı anlaşılmayan kavgalarla , anlamsız küslüklerle , bitmiş dostluklarla doluydu ."
Sayfa 103 - Doğan Egmont Yayıncılık 53.baskıKitabı okudu
Yorgun bir vapur düdüğü , kuş yemi satan yaşlı kadınlar , el arabasını güçlükle iten seyyar satıcılar , uçurtmasını uçurmayı beceremeyen çocuk , cami avlusunda ezanı mı ölümü mü beklediği anlaşılmayan yaşlı adamlar , her şey ve her şey seni anmama ve anar anmaz gözlerimin dolmasına sebep olacak .
Sayfa 56 - Doğan Kitap 1.baskı Mayıs 2020Kitabı okudu
Anlaşılmayan Duygular
Yumuşacık ve hafif bir hayal aleminde yüzüyordum. Rahatsızlık şöyle dursun, uykuya dalmak üzereyken hissedilebilen bir tatlılık vardı bunda.
Sayfa 25Kitabı okudu
Anlaşılmayan Duygular
Bizim olmaları için insanın bütünlüğüyle işe karışması gerekir. Uyurken elimizin, ayağımızın duyduğu acılar bizim değildir.
Sayfa 26Kitabı okudu
“Anlaşılmayan ruhlara deli demek adettir.”
|| 
Peyami Safa
Anlaşılmayan Duygular
"Gözlerini bir açıp, bir kapar gibi
Yarı uyur, yarı uyanıktır bir insan"
Tasso
Sayfa 24Kitabı okudu
Yaşamın içine girilmeden filolojik kavrayış gelişmez, değerleri anlaşılmayan sözcüklerin gramer yapısı önemsizdir ve siz gençler fethetmek istediğiniz bir ülkeyi, bir dili önce en yüce güzelliğiyle, gençliğinin en güçlü haliyle ve coşkusunun en taşkın seviyesinde görmelisiniz. Dili önce şairlerden, onu yaratan ve tamamlayanlardan dinlemelisiniz;
Sayfa 181 - Filoloji Nedir? Filoloji: Bir dili, o dilde verilmiş ürünlere dayanarak inceleyen, bu yolla bir ulusun ya da uygarlığın kültürel gelişimini, ...Kitabı okudu
AYILMA
Səbəbləri aydın olmayan bir hadisə,nəticələri aydın olmayan bir səbəb,səbəbi anlaşılmayan bir cinayət…Sirli və anlaşılmaz bir şey…
Sayfa 249 - Qanun nəşriyyatıKitabı okudu
