Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çok fazla beklentim yok hiç kimseden ! Yalan söylemeyin kuyumu kazmayin yada yüzüme gülüp de arkamdan da dünyanın en kötü insaniymisim gibi konuşmayın içiniz disiniz bir diliniz kalbiniz aynı olsun ! Beni sevmek zorunda değilsiniz ama sever gibi görünüp çelme takmak için Fırsat kollamanin da pek insancıl bir şey olmadığını öğrenmelisiniz anlaştık mı ? Hem sizden ne beklentim olabilir at ile deve mi ? Sesli güldüm :D hadi canım hadi güldürmeyin beni
Henüz hiçbir şey kaybetmedin kaybetmiş değilsin düşmeler yorgunluklar yalnız birakilmalar bir başına kalmalar ... İyi niyetinin suistimal edilmesi sevdiklerinin arkandan hancerlermesi ! Yüzüne gülüp ardından olmadık seyleri soylemeleri .. Neyi neden yaşadığını bilmeden seni yargılamaları uğraşmak zorunda olduğun onca soruna rağmen sana bir türlü hoşgörü göstermiyor olmaları seni üzmüş olsa da ayakta kalman gerektiğini sana göstermiş olmalı ayakta kal ! Anlaştık mı ? Bir musibet bin nasihatten iyidir güçlü olman gerektiğini öğrendin değil mi ?
Reklam
"Benimle o kadar sert sevişmeni istiyorum ki," dedim, "her şeyi unuttur." Sergei beni kıçımın altından tutup kaldırdı ve ön kapıya doğru taşıdı. Bacaklarımı beline doladım ve yüzünü avuçları- mın içine alıp her yerine öpücükler kondurdum. Kusursuz bur- nuyla başladım, sonra alnına ve kaşlarına geçtim, her bir detayı hafızama
Sayfa 210
aksi sana bildirilinceye dek, yalnızsındır. bunu kafana sok. yalnızsın, hatta yapayalnızsın. oyalanma. aldatma kendini. git, kes bedenini, organlarını teker teker çıkart organlarına et muamelesi yap. herşeyden önce et olduğunu anla. sen bir et­sin. anlaştık mı?
Bir Evlilik nasıl ilerler
Ebu Müslim Havlani bir toplulukta konuşulanları dinlemekteymiş. Hemen hepsi de hanımından şikâyette bulunmaktaymış. Ancak Ebu Müslim’de şikâyet filan yoktur. Demişler ki: – Veli gibi bir hanıma düştün de sesin sedan çıkmıyor değil mi? Omuzlarını silkerek cevap vermiş: – Bizimki veli filan değil kelimenin tam manasıyla delidir deli!... – Öyle ise,
Sayfa 53 - Destek Yayınları
Uraz sıkıntıyla önümüzdeki çamur deryasına baktı. "Buradan bir an önce çıkmamız lazım." dedi sıkıntyla, "Onlara bileğinin burkulduğunu söyle." dedi. Şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. "Ne? Neden?" "Seni kucağımda taşıyabilmem için en mantıklı sebep bu olur." diye mırıldandı çok olağan bir durumdan bahsediyormuş gibi. "Beni neden kucağında taşıyasın ki?" "Hobi olarak.'' diye mırıldandı, sonra bana dönüp gülümsedi, "Yürüdükçe acıdan kıvrandığını kabullen artık 889. Bırak da yardımcı olayım." "Ağrım birazdan geçecektir. Şimdi bir ağrı kesici daha içerim." Uraz'ın etrafa bakarken burnundan güldüğünü duydum. "Ağrın geçtiğinde söylersin, o zaman kendin yürürsün. Anlaştık mı?" Aslında bu fikir ister istemez kabul etmem gereken bir fikirdi. Yürüdükçe canım yanıyordu, ağrımın geçmesi için vücuduma gerekli imkanı tanıyamıyordum. Uraz'ın kucağında geçireceğim bir on beş yirmi dakika bile ağrımın geçmesi için bana yardımcı olacaktı. Üstelik çok soğuktu ve onunla temas halinde olmak karnımın ısınmasını da sağlayacaktı.
Reklam
"Tamam. Eğer ıskalarsan bir gün boyunca kölem olursun, anlaştık mı? " " Sizin sorununuz bu, " " Biz kimmişiz ve sorunumuz neymiş? " "Siz, su dehaları, beyniniz o kadar sulanmış vaziyette ki. Bir ömür kölen olmak isteyen adamdan bir gün dileniyorsun."
Vasat hayatlarımız var bizim de. Şık profil fotolarımızın altına gizlediğimiz vasat kimliklerimiz, vasat arkadaşlıklarımız, vasat sohbetlerimiz var. İtimadımız kendimize. Her sohbetin sonu aynı cümleyle ''Haftaya bir görüşsek ya, tamam anlaştık, haftaya haberleşiyoruz'' Yalan. O hafta gelmiyor. Gelmeyecek de. Vasat oyuncularız. Arka direğe astığımız top ağlarla buluşacak sanıyoruz. Buluşmayacak. Beklediğimiz pas gelmeyecek. Vasat maçlar seyredip vasat yorumcuların vasat buldukları futbolcuları konuşuyoruz. Ha diyeceksin sonunda ne oluyor? Ne olacak, top dönüyor, yine Almanlar kazanıyor.
sözcüklerin olmadığı o yerde buluştuk seninle uzun uzun konuştuk kelimeler olmaksızın sonsuzluğa kadar anlaştık sessizce
Şant-Ajans adlı gayri resmî bir ajans kurdum. Büyük bir gazetenin iş dünyası ilavesine "Sayın yetkili; rakibinizin canından bezmesini istiyor musunuz? O halde bize adını söyleyin!" şeklinde bir ilan verdim. Birkaç firma Şant-Ajansi aradı. Yerli malı meyve suyu üreticisi Meyvendetta'yla anlaştık. Meyvertigo aleyhine söylentiler yayabilirsek, tam 10 bin dolar ödeyeceklerdi. Başlangıç için 2 bin dolar almıştım. Baretta, okuldan 4 kız, 4 erkek öğrenci buldu. İki.gecede metinleri yazdım. Provalar bizim evin salonunda yapıldı. Ve hafta sonu, vapurlarda, metrolarda, otobüs duraklarında, sinema kuyruklarında, alışveriş merkezlerinde... piyeslerimizi sahnelemeye koyulduk. Ana tema, Meyvertigo'nun kurtlanmış meyvelerden üretildiğiydi.
Reklam
Dikkat Bayan Fairchild. Beni azdırıyorsunuz. Kes şunu Stark ben ciddiyim. Oh inan bana ben de ciddiyim. Bir küfür mırıldanıyorum ve telefonun öbür ucunda kıkır kıkır güldüğünü duyabiliyorum. Anlaştık mı? diye soruyorum gereksiz bir sertlikle
Sayfa 79
bunu alışkanlık haline getirmek yok. Anlaştık mı?"
" Bundan sonra, başkası için yapacağın şeyin senin için de bir anlam ifade ettiğinden emin ol. Anlaştık mı? "
Ama, hiç olmazsa şunda anlaştık; bize ait olan herhangi bir şeyi daha iyi kılan sanatla değil de, bizi, kendimizi daha iyi kılan sanatla, değil mi?
Çok hoş sahne ama brenda ve thomas arasında o yüzden ıyy
"Ve sen ölmezsen, ben de ölmem. Söz." Thomas onu kendine çekip son kez sarıldı. "Anlaştık."
Sayfa 287Kitabı okudu
1.144 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.