Dedim: Şu yaşamdan bıktım, ne yapsam?
Dedi: Biraz daha yan ve dayan!
Dedim: Anlat bana, nedir şu yaşamak?
Dedi: Bir düş, gör görüntü ve kaybolmak.
Dedim: Ağaya, beye hizmet etmek nedir?
Dedi: Az zevke karşılık çok dert çekmektir.
Dedim: Şu zalimler yok mu, kim bunlar?
Dedi: Kurt, köpek, çakal makal da var.
Dedim: Biraz daha anlat, bunlar neyin nesi?
Dedi: Üç beş sevgisiz, üç beş kötü niyetli.
Dedim: Bu deli gönül ne zaman akıllanacak?
Dedi: Daha var, biraz kulağı burkulacak.
Dedim: Beğendin mi Hayyâm’ın sözlerini?
Dedi: Güzel lâf etmiş, sayıp dökmüş derdini.
insanın kendini
nedenini bilmeksizin
iyi hissetmesi ne güzel:
ya da sınırlı bile olsa
seçimi olabilmesi;
ya da biraz aşkı,
nefrete
dönüşmeyen.
güvenin, dostlar, ama tanrılara
değil,
kendinize:
sorma,
anlat
cehennemin
gölgelerinde
ulvi
bir müzik
bekliyor
diyorum
size.
Nasıl başlamalı?
Nerden başlamalı?
Güç olan başlamak.
Konuşurken. Düşünürken. Yazarken.
Bazen bir yazıyı gördüğümüzde işte bu yazı bu yazarın kaleminden çıkmış deriz, işte Edgü'nün de kendine özgü bir yazı stili var. Kalemini çokça beğendiğim, okurken dünya yıkılsa kitabı bırakıp pencereden dahi bakmayacağım nadir yazarlar arasında...
Kitaba
Oraya gidince nasıl bir yer olduğunu anlatırsın değil mi? Evini, yollarını, pencerenden görünen manzarayı ve yediğin yemekleri anlat ki biraz olsun seninle birlikte yaşayayım.
Dur , biraz dinlen ... İçine yönel , senden ne istiyor , beklentisi ne . Gezmek mi ? Arkadaş mı ? Aşk mı ? Para mı ? İyi bir üniversite mi ? Hayır bunlar değil . Asıl yurdunda bulacağın bütün huzurları burada arıyorsun . Hepsini bulamazsın . Tam anlamıyla bulamazsın . Rabbinle özlem gider . Asıl dost Allah'tır . Anlat her şeyi tüm her şeyi bildiğini bile bile anlat . Yalvar , yakar , iste ! Vereceğine tüm kalbinle inanarak iste ! Vermediğinde hakkında hayırlı olmayacağı için vermediğine inanarak yola devam et ! Vermediğinde ahirette daha çok ihtiyacın olacak onu ahirete sevap olarak sakladı diye inan ! Huzuru Allah ile bul ...
Hayırlı geceler ...