Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ama zaten konuştuğunda değil, esas sustuğu zaman anlıyorsun anlatmak isteyip de anlatamadıklarını…
Sayfa 419Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hepimiz biraz sefil haldeyiz
Türk edebiyatının ilk kadın yazarlarından ve döneminin kadın hakları konusunda öncü kişiliklerinden biri olan Emine Semiye, Tanzimat ilk kuşak romancılığı anlayışını unutturacak nitelikte bir romana imza atıyor. Kitabın yazım sürecine bakıldığında 1. Meşrutiyet ilan edilmiş ve yazarları bekleyen karanlık bir istibdat dönemi başlamış durumdadır.
Sefalet
SefaletEmine Semiye · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022286 okunma
Reklam
Konuştuğunda değil, esas sustuğu zaman anlıyorsun anlatmak isteyip de anlatamadıklarını.
** ... ama zaten konuştuğunda değil,esas sustuğu zaman anlıyorsun anlatmak isteyip de anlatamadıklarını..
Öyle uzun uzun konuşamıyorlar ama zaten konuştuğunda değil, esas sustuğu zaman anlıyorsun anlatmak isteyip de anlatamadıklarını…
Kimi duygulanmalar vardır ki, en usta ediplerin kalemleri bile bir noktadan sonra yetersiz kalır ve o duygulanmaları anlatmak maharetini sergileyemez. Belki de bu sebepten birtakım okuryazarlar anlatılamayan hayat parçalarını bulabilmek umuduyla ciltler dolusu kitap karıştırırlar ömürleri boyunca. Ve yine aynı sebeple birtakım yazarlarla şairler sezinleyip de anlatamadıklarını hiç olmazsa kırık dökük ihsas edebilmek kaygısıyla ardı ardına romanlar, öyküler, hatıratlar, denemeler ve vezinli vezinsiz şiirler kaleme alırlar. Fakat beyhude gayretler değildir onların bu ısrarları. Hayat belirli bir yaştan sonra fazlasıyla anlamsız görünse de, kaderimizdir bizim. Ve biz kaderimizi yalnızca yaşamakla yetinmez, hatırlamak da isteriz. Hatırlarken de başkalarıyla paylaşmak! Çünkü geçmiş zaman kutsal hazinemizdir bizim.
Sayfa 17 - METİN SAVAŞKitabı okudu
Reklam
"Anlat!" dedi kadın. "Ne anlatayım?" diye sordu adam. "Anlat bir şeyler işte!" diye cevapladı kadın. "Kalmadı bir şey!" dedi adam sıkıntılı bir sesle. "Yani her şeyi anlattın mı?" diye sordu kadın bu defa. "Mesele bu ya!" dedi adam, kadına dönerek, "Ben aslında anlatmak istediğim hiçbir şeyi anlatamadım." "E anlat işte!" diye üsteledi kadın. "Neyi?" diye sordu adam kadına. "Anlatamadıklarını!" dedi kadın. "Anlatamadıklarını nasıl anlatabilir ki insan?" diye sordu adam kadına, belki kadına değil, kadından çok kendine, içine, içinin derinliklerine.
Gökhan Özcan
Gökhan Özcan
“Mesele bu ya!” Dedi adam, kadına dönerek, “Ben aslında anlatmak istediğim hiçbir şeyi anlatamadım.” “E anlat işte!” Diye üsteledi kadın. “Neyi?” Dedi adam. “Anlatamadıklarını!”Dedi kadın. “Anlatamadıklarını nasıl anlatabilir ki insan?” Diye sordu adam kadına, belki kadına değil, kadından çok kendine, içine, içinin derinliklerine.
479 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
55 günde okudu
RUH PROLETERYASININ ÇÖKÜŞÜNE DAİR
Parıltılı oyunlar istemiyorum, çamura batmış suratların, düşünce deposunda yer kalmamış kahramanların oyunlarını istiyorum. 55 günlük bir yaşam savaşı içinde kalmış bulundum. Bazen 10 gün dokunmadım kitaba. Sanki kendi hayatımın telaşı sona erecekmiş gibi, sakin bir zihinle okuyacakmış gibi kandırdım kendimi. Sonra zihnimin, düşüncelerimin rahat
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,9bin okunma
"Öyle uzun uzun konuşamıyorlar ama zaten konuştuğunda değil, esas sustuğu zaman anlıyorsun anlatmak isteyip de anlatamadıklarını."
Reklam
sokaklarda Okulu Hasan gençler yaşlılar işsizler ve aşklar başlayan bir aşkı görür görmez tanırız gözlerinden ola ki eğer ben görmemişsem incecik ellerinle koluma dokunup başına O yöne doğru işaret edersin havada gelişigüzel anlamından öte sadece söylendiği için önemli olan sözcükler uçuşur avucunu açma sözcüklerden biri avuç toplayıp bana uzatırsın o yazda Ankara'da anlatamadıklarını başka bir aşkın dilinde anlatırsın bir tane aşkları da seyrederiz birlikte Kimi zaman bir aşk o kadar bitmiştir ki Bir Kadeh Şarap bile içilmez çarşaf birer kahve söylenir Aşkın üzerine gözlerde her kırıklığı bile yoktur o günlerde yüzünden bilmediği bir dilde acılarını anlatmaya çalışan göçmen bir kadının çaresizliği okunur Gözlerinin Yaşını seven bir yangından geriye kalan evler kadar boş ve kimsesizdir bir aşkın bitmesini Onun için hiç yaşamadığı anlamına gelmediğini anlatmak isterim sana ama ancak birkaç kırık dökük sözcük dökülür dudaklarından başladığıma pişman olurum sana çocuklar Evlerine gittiler çanak çömlek patladı ve aşklarda değişti diyemem ki Gülay.
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.