Hakikat ile gerçek arasındaki farkı algılayan SEZGİ.
İdrak etmenin yüksek gücü daha aşağıdakini kapsar, ama aşağıdaki daha yukarıdakine asla erişemez. Çünkü duyu­ların maddenin dışında bir gücü yoktur; imgeleme tümel türleri seçemez. Öte yandan akıl saf biçimi kavrayamaz, ama anlama gücü sanki yukardan aşağıya bakıyormuş gibi biçimi algılar ve onun altında olan her şeyi sezer, ama diğer yetilerin hiçbirinin bilemeyeceği şekilde o biçimi kav­rar. Çünkü o akılla kavranan tümeli bilir, imgelemenin gördüğü biçimi görür ve duyuların kavradığı maddeyi ta­nır, ama ne aklı, ne imgelemeyi, ne de duyulan devreye sokar; şöyle demek gerekirse, her şeyi biçimsel olarak gö­ren zihnin bir anlık ışıması sonucunda olup bitenin farkına varır.
Sayfa 337 - Kabalcı YayıncılıkKitabı okudu
Nasıl ki, hikâye edilir: bülbül âşık olduğu gülün açıldığı anı merak eder, mutlaka görmek istermiş. Sabaha kadar gülün başında bekler, goncadan gözünü ayırmazmış. Gül, bir türlü açılmak bilmezmiş. Uykusunu koğar, gözünü oğuşturur, uyuyamazmış bülbül. Sabaha kadar sürermiş macera. Şafak sökerken bir an için dalar bülbül, hemen silkinir, güle bakarmış, ama ne çare! Gül, bülbülün daldığı o kısacık anda açılmış bile! Böylece gülün açıldığı anı göremeyen bülbül dövünmeye başlarmış. Evet gül, bir anda açılır ama, o anın gelmesi için, kapalı goncanın içinde farketmediğimiz bir kımıldanış, bir gelişme, hummalı bir faaliyet vardır. O bir anlık açılış, o uzun ve saklı hazırlığın kaçınılmaz uzantısıdır.
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bazı kitaplar vardır, onları anlatmaya sözler, kelimeler yetmez. İşte öyle kitaplardan birisi. Her türlü övgüyü fazlasıyla hak eden muhteşem bir kitap. Bir eleştiri, bir başkaldırış, bir sosyal yakarış, bir tarih, bir insan psikolojisi, bir siyasi kitap. Belki de bunların hepsi. Bir dönem romanı. Romanında ötesinde bir şey. Bir edebiyat
Küçük Şeylerin Tanrısı
Küçük Şeylerin TanrısıArundhati Roy · Can Yayınları · 20201,245 okunma
“Siz keyifsizliği bir günah olarak görüyorsunuz, bu bana abartılı geliyor.” – “Hiç değil,” diye yanıt verdim, “insan hem kendisine, hem de yanındakine zarar veriyorsa, bunun böyle algılanması yanlış değil. Birbirimizi mutsuz kılmamız yetmiyormuş gibi, bir de herkesin kendisine ara sıra sağlayabildiği sevinci elinden mi alalım? Keyfi olmadığı halde bunu gizleyecek, etrafındaki sevinçli havayı dağıtmadan buna yalnız başına katlanacak kadar iyi bir insan gösterin bana! Ya da bu, her zaman aptalca kendini beğenmişliğin körüklediği kıskançlıktan kaynaklanan, kendimizle barışık olmayışımızın, kendimize saygı duymayışımızın sonucu ortaya çıkan iç huzursuzluğundan başka bir şey değil mi? Mutlu edemediğimiz mutlu insanlar görüyoruz, dayanılmaz olan bu.” ... “Dışa vurduğu ufak sevinçleri elinden almak için, bir insana baskı yapanlara yazıklar olsun. Ne dünyanın tüm armağanları, ne de tüm lütufları, başımızdaki despotun kıskanç sıkıntısının bize zehir ettiği bir anlık neşenin yerini tutar.”
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Demek çevremizdeki varlıklar, hatta biz insanlar, durmadan yinelenen mekanik, kimyasal olaylardan başka bir şey değiliz; bu durumda gerçek nedir? Her yerde bitip tükenmeyen bir devinim sürüp gidiyor, bir anlık durağanlık bile yok. Peki, kendimin bir an önce ne olduğunu, bir an sonra da ne olacağını bilmedikten sonra gerçeği nasıl yakalayabilirim?"
Sayfa 105 - Can Yayınları, 1. Basım, Şubat 2015
Ben tek başıma, öylesine gelip geçen biri değilim. Hayatım bir elmasın yüzeyindeki gibi parlayan bir anlık kıvılcım değil.
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.