Hayatın kendisiyle her karşılaştığında ondan kaçmıştı. Şimdi uçurumun üstündeki bir köprüden sakin sakin geçerken birden köprünün kaldırılmış olduğunu ve orada bir girdap bulunduğunu gören bir adamın hissettiğine benzer bir duygu içindeydi.
– Evet, nedir utanılacak şey? -dedi Varenka.- Herhalde size karşı ilgisiz kalan bir adama onu sevdiğinizi söyleyemezdiniz?
– Elbette söyleyemezdim; ben hiçbir zaman tek kelime bile söylemedim, ama o biliyordu. Hayır, hayır, bakışlar, davranışlar vardır. Yüz yıl yaşasam unutmam.
– Ne olmuş peki? Anlamıyorum. Onu hâlâ seviyor musunuz, sevmiyor musunuz? Mesele bunda, -dedi Varenka.
– Ondan nefret ediyorum; kendimi affedemiyorum.
– Peki ne var bunda?
– Utanç, aşağılanma.
– Ah, keşke herkes sizin gibi böyle duygulu olsaydı.
Gereksiz yumuşaklıkları ve uysallıklarıyla can sıkıcı olan insanların aşırı titizlikleri ve alıngalıklarıyla çok kısa bir sürede çekilmez hale geldikleri sonucuna varalı çok olmuştu.