74 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
On İki Hayvanlı Türk Takvimi'ne göre Yalpağan Yılı'nda olduğumuzun şerefine değerli arkadaşım Emre Bozkuş tarafından hazırlanan Fantastik Öykü ve Resim Seçkisine hoş geldiniz! Hazırladığı öykü ve resim seçkisine ad vermede yerli bir ad yerine Yerdeniz serisindeki yalpağanın adı seçerek Ursula Kroeber Le Guin'in eserlerine olan
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim Seçkisi
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim SeçkisiKolektif · Metinlerarası Yayınları · 20243 okunma
Kişilik, bireyin çevresiyle sürekli etkileşimi ve uyum çabası sonucu oluşur. Çocuk denediği ve yararını gördüğü davranışları yineleyerek uyumunu sürdürür. Kendisine ödül getiren davranışı benimser, acı veren ya da zor duruma düşüren davranıştan da kaçınmayı öğrenir. Böylece alışkanlık durumuna gelen özellikler ekonomik bir işlev görür. Örneğin atak ve saldırgan davranışı sürekli ceza ile karşılanan bir çocuk edilgin, çekingen ve ürkek davranmayı öğrenir. Böylece anne-babasıyla çatışmaya düşmez, belki de korunup kollanarak ödüllendirilir; kendi çıkarı ile çevrenin beklentilerini uzlaştırır, dengeler. Dürtülerini dizginleyerek, isteklerini ertele- yerek gerçeklere uygun davranmaya başlar. Sonuçta dürtüler, benlik ve dış çevre arasında dinamik bir denge kurulur.
Sayfa 78 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Söylemezlerse bilemeyiz
Kitabı uzun zamandır tavsiye olarak görüyordum bir yerlerde, Kitapyurdu'nda da yılın kitaplarından seçilince biraz beklentimi yükseltmiş olabilirim.Beklentim oranında olmasa da kitabı beğenmedim değil, beğendim açıkçası.Akıcı bir kitap. Her birimizin belki şahit olduğu, belki de oradan buradan benzerini duyduğu bir aile hikayesine şahitlik ediyoruz.Bu ailenin aynı yaşamı yaşarken, her bireyin özelinde ayrı bir dünyada yaşayıp dünyasını başka tanımladığını görüyoruz. Bir yerde denk gelmiştim sayılar bile net değil aklımda ama şu minvalde idi: bir anne babanın 5 çocuğu varsa orada bir aile değil 5 ayrı aile vardır diye. Bu aileye gelirsek cok daha hayat sığıyor bir geniş ailenin yaşamına. İnsan, karşısındakini, hatta yanıbaşındakini bile ancak kendi görmek istediği kadar görüyor, duymak istediği kadar duyuyor. Ama işte kimse o kadardan ibaret değil, insan belki de karşındaki hakkında yalnızca bundan emin olabilir. Kendim de başta olmak üzere insan yargılamak, bir davranışla insanı tanımlamak o kadar kolay ki. Her birimiz umarım zor olanı yapmak için, bir durup anlamaya çalışmalıyız. Çünkü onlar söylemezse bilemeyiz biz ahvallerini.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20233,861 okunma
"Gökyüzündeki güneş ve yıldızlar, topraktaki solucan, evdeki anne, ülkenin başındaki bakan, tarladaki çimen, tüm bunlar tek bir büyük yaratıcı gücün tezahürleridir, tüm bunlar tek bir ailedir. Herkes ve her şey akrabadır, birbirinin yakındır. Kardeşler, arkadaşlar, iş arkadaşları birbirinin yardımcılarıdır. Diğer insanlar benim içinde, ben onların içindeyim, dünya bizim içimizde ve biz dünyanın içindeyiz, hepimiz biriz. Dünyaya zarar verirsen, insanlara ve hayvanlara kötülük yaparsan kendine zarar verirsin, kendini çirkinleştirir, rezil edersin. İnançlı olmak budur."
Mahalledeki çocukların 18 yaşına geldiklerinde hayalleri varmış. Hayallerin çoğu basit şeyler ama çocukça değil ailelerinin baskıcı olduğunu gösteriyor. Çocuklar sizin minyatürünüz değil onları bu kadar sınırlandıramazsınız belli çerçevelerin içinde özgür olmalılar. Sürekli hayır denilen bir çocuk ergenlik döneminden itibaren sizi dinlemeyecektir. Sürekli evet denilen çocuk evet demediğinizde kabul etmeyecektir. Ölçüyü bilip dengede olmalısınız. Bir de herkes anne baba olmasın üremek zorunda değilsiniz beslemekle yetiştirmek aynı şey değil.
Gerçekten bugün bir gençlik alt kültürü oluşmuştur. Gençler eski kuşaktan değişik görüşleri, yeni yaşam biçimleri ve bağlandıkları değerlerle erişkinlerden ayrı bir dünyada yaşar gibidirler. Değiştiremedikleri topluma başkaldırmasalar da topluma bir süre için dudak bükmekte, umursamaz davranmaktadırlar. Uzayan gençlik çağı gençleri ya sabırsızlığa ya da umutsuzluğa götürüyor; apayrı bir dünya görüşü benimsiyorlar. Aslında ilk bakışta çok çekici, çok çarpıcı olan bir dünya görüşüdür bu: "Savaşmayın, sevişin!" Ancak genç, anne-babasının sırtından geçinerek bu yaşam biçimini sürdürdüğünü, asalak yaşadığını görmek istemez. Bu anlayışta bir genç, aktif bir barışçı de- nliği benimsem gil, edilgin bir asalak olmaktan öteye gidemez.
Sayfa 73 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
Başlarda kötümser gecimsiz giden hayatlara karşın hikayenin sonunda aslinda hepsinin altinda yatan bir gercek olduğunu görmek olaylara bakış açımı değiştirdi.Ebevenyler , dogdumuz cevre kisinin istemeden kaderi oluyor. Ya bir imtihan veya bir ödül olarak. Ben bunun imtihan kısmında oldugum için hikaye basta zaten iç kararticiydi oyuzden birakmak istedim. Ama iyi ki devam etmisim.Artik Annemi anlamaya çalışıyorum mesela. Kitapta ben en cok Ethem i sevdim. Illaki onunda cok yanlışları oldu fakat ona verilmemis bir anne sevgisibunun sonucu tumuyle sevgisiz bir hayat onu bana yakin hissettirdi. Ozetle kitap hoştu gercekten:))
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20233,861 okunma
Gençlik çağı evden kopma ve topluma açılma çağıdır. Ergenliğe giren bir gence evi dar gelmeye başlar. Anne-babanın öğütlerinden, eleştirilerinden ve karışmalarından usanan genç, kendini dışarı atar. Çünkü soluk alabildiği, özgür davranabildiği tek yer evin dışıdır. Evle bağları gevşeyen genç kendini boşlukta bulur. Kendi gibi bağımsızlık arayan, aynı kaygıları paylaşan, benzer bocalamayı yaşayan yaşıtlarına katılır. Evinde anlaşılamadığını, değer verilmediğini, kendisine çocuk gözüyle bakıldığını sanan genç için arkadaş kümesi bir kurtuluş, bir sığınaktır.
Sayfa 67 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Kötü arkadaşlara uymadığı, dersinden başka bir şey düşünmediği için oğlundan, kızından hoşnut olan aileler vardır. Bu hiç de sevinilecek bir şey değildir. Bu çağda gencin derslerini gevşetmek pahasına spora ve arkadaşlığa yönelmesi olumludur. Oğluna ya da kızına arkadaşça davrandığını, arkadaş eksikliğini duyurmadığını söyleyen anne-babalara da rastlanır. Böyle bir ilişki aslında bağımlı bir ilişkidir, gerçek arkadaşlık ilişkisi değildir.
Sayfa 68 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Bir çocuk anne karnına düştüğü andan itibaren masumdu. İnsanı kötülükle yoğuran yaşadıklarıydı.
Reklam
Yaşam Fermanınız
Hiç kimse ideal koşullar içinde büyümüyor; sanki ideal koşulların ne olduğunu biliyoruz. Dostum David Servan-Schreiber bir keresinde söyle demişti: "Her yaşam kendi koşulları içinde zordur. Ancak kendine güvenli, yeterli yetişkinler olmak için istikrarlı ve öngörülebilir, sizinle, keşiflerinizle mutlu olan, gitgellerinizi düzenlemenize yardım eden; özbakım ve diğer insanlarla iyi geçinme konusunda size rol model olan anne babalarla büyümenin son derece etkili olduğunu biliyoruz. Bu alanların herhangi birindeki eksiklik, kendini yaşamın daha sonraki devrelerinde gösterme eğilimindedir."
Sayfa 304 - Nobel Yaşam YayıncılıkKitabı okuyor
çocuklukta doğan beklentiler o kadar güçlü olabilir ki, nihayet anne ve babamızın olmamızı istediği gibi olmak ve böylece sevgi yanılsamasını sürdürmek için, bize iyiliği dokunacak her şeyden vazgeçeriz.
Travma anılarını işlemek için bir şeyler vardır ancak; icsel boşlukla karşı karşıya kalmak tamamen farklı bir konudur; istenmemek, görülmemek, gerçeği anlatmanıza izin verilmemesi gibi durumlardan kaynaklanan ruhtaki boşluklar. Anne ve babanız, sizinle konuşurken hiç kafalarını kaldırmazsa, sevildiğiniz ve el üstünde tutulup tutulmadığınızı anlamanız zordur. Sırlar ve korkuyla dolu anlaşılmaz bir dünyadan geliyorsanız, yaşadıklarınızı ifade edecek kelimeleri bulmak neredeyse imkânsızdır. Büyüme döneminde istenmediyseniz ve ihmal edildiyseniz, etkili ve değerli olma içsel hislerini geliştirmeniz zordur."
Sayfa 296 - Nobel Yaşam YayıncılıkKitabı okuyor
Bir çocuğun bağımsızlığını geliştirmesi için iki aşamadan geçmesi zorunludur. Birinci aşamada çocuk, araştırmaya yönelmeden önce "sağlam bir temele" sahip olmalıdır. Bağımsızlık önce sevdiklerinden uzaklaşmaktır. Bir çocuk, sevdiklerinin, onun uzaklaşmasını kaldıracak ve kabul edecek kadar kendisini sevdiklerinden emin olursa, bağımsızlığa doğru bir adım atabilir. İkinci aşamada. çocuk, ortaya koyduğu bağımsızlık çabalarının anne ve babası tarafından desteklendiğini ve yüreklendirildiğini görmelidir. Tersi durumda, suçluluk duygusu ağır basacak ve bütün bağımsız olma çabalarını engelleyecektir.
"İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne" demişti Maksim Gorki:"İşte asıl cinayet bu Utanılacak bir cinayet..."
Resim