yetimhane diye bir şey yok
yetiştirme yurdu var çocuk yurdu var !
sadece yetimler değil ailesi tarafından dışlanan bakılmayan istismara uğrayanlar da orada kalıyor yetiştiriliyor ..
birisine evlatlık alma demeyeceksin
böyle bir şey söyleyeceksen
evlat edinme diyeceksin !
çocuklar meta değildir alınıp satılamaz !
kimsesiz çocuk diye bir şey
Günde sekiz saat mesai. Akşam eve gelmem saat yediyi buluyor. Tüm günüm, akşam yemeğini yedikten sonra içeceğim çayın hayalini kurmakla geçiyor. Eve bir geliyorum, öğretmen bizim oğlana beş sayfa ödev vermiş. Her gün beş sayfa ödev veriyor üstelik. Hani, bakan dememiş miydi eve ödev verilmeyecek diye?
Çay bardağını elime alır almaz oğlan elinde
•
"Bu Cellatlar Çok İyi Yürekli İnsanlar"
spoiler!
Giyotin, kulağa oldukça ürkütücü geliyor ki öyle de olmalı. Bir dakika aynı isimli bir yarışma programı vardı, bir televizyon programı neden bir ölüm makinesi ile anılmak istendi asla anlamadım tıpkı insanların her gün neden daha fazla ölüm istediğini anlamadığım gibi.
Bazı kaynaklar
1. Tek bir kelime “Git!” demişti “Öl, yaşama, nefes alma!” Gibi duymuş, anımsamıştım, o kelimeyi. Hastane odasında iyileşmesini bekleyip, yemeklerini yedirdiğim, ilaçlarını dakikasına kadar geciktirmediğim bir adam diyordu bunu. Pencerenin kenarında durup, yoldan geçen arabalara bakıyordu. Aslında beni görmemek için dönmüştü sırtını – her zaman
Hayatımın en zor günlerinden birini geçirdim bugün. Ama sokaktaki canların yaşadığı şeylerin yanında bizim zor günlerimiz ne ki!
Hiçbirimiz arabanın arkasına bağlanıp ciğerimiz patlayana kadar koşturulmadık mesela.
Hiçbirimiz ''aa birisi bize yemek koymuş'' umuduyla sevinip zehirlenmedik.
Hiçbirimiz kımıldamayalım diye kemerle
Çocuk babanın kucağında, anne başka bir kadının yanında oturuyordu otobüste. Çocuk elindeki çikolatayı babası 'yapma' dedikçe otobüs koltuğuna sürüyordu. Kendince bir oyun bulmuştu işte. Adam en sonunda dayanamadı çikolatayı aldı elinden “inince yiyeceksin” dedi, hafif sert tonlama ile…
Paralel koltukta oturan anne; “sen karışmasana!