Kendini başkasının yerine koymaktan daha zor olan şey insanların inanmadıkları bir fikri onların aklına koymaya çalışmaktır. Bunu anne babalar bile yapamaz.
Anne Wıth An E
 "Yarının henüz hiçbir hatanın yapılmadığı yeni bir gün olması fikri güzel değil mi?"
Reklam
"Yarının henüz hiçbir hatanın yapılmadığı yeni bir gün olması fikri güzel değil mi?"
Ben en çok, anneme yalan söyledim. – Nasılsın? dedi . + İyiyim ‘ dedim. ( Beni kırdılar anne, üzdüler. Paramparçayım diyemedim. ) – Yorgun gibisin ‘ dedi. + Bugün işler yoğundu ‘ dedim. ( Anne, düşündüklerim ağır geliyor , onun bir başkasıyla mutlu olma fikri beni yoruyor , diyemedim. ) – Yüzün, gözün kızarmış, ağladın mı sen ?
Bugün iş yerinden bir arkadaşımızın annesi öldü. Başsağlığı diledik, memleketine gitti. Beklenilen bir durummuş, Ramazan ayından bu yana cihaza bağlı yaşıyormuş, çok çekmiş, Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Babayiğit bir adam arkadaşımız, boylu poslu. Otuz küsürlerinde, evli barklı. Hali vakti yerinde. Ama gel gelelim o koca adam, atmış beş yaşında, ölmesi muhtemel gözle bakılan yaşlı bir kadının ölümüyle yıkıldı. Eridi. Tarifsiz duygulara, acılara gömüldü. Ve herşeyi, ailesi olmasına rağmen kendini kimsesiz, bir garip hissetti. İşte o kadına "anne" diyoruz biz. Eş diyoruz, evlat diyoruz. Ne kadar güçlü olursan ol, bu kadınlarsız yaşanmıyor. Yaşansa da eksik oluyor, yarım kalıyor. Şimdi onlara vurmak, sövmek fikri... Bana çok daha korkunç geliyor. Kıymet yaşarken olur, kıymet göstererek olur...
kapıçam/maraş
yazmaya yeni firsat bulabiliyorum, dun yani 21 nisan sabahi cok baskaydi benim icin, maras kapicam'da depremden dolayi mezarlari bulunan akrabalari ziyaret edip dualarda bulunduk muthis bir araba trafigi vardi: anababa gunu gibiydi, buyuk ada seklinde gruplanan binlerce mezar arasindan tanidiklari bulabilme ugrasi kotu hissettirdi, her acidan anilarla doluydu: 96 dogumlu bir kadinin mezarinda sari ordek her seyi betimliyordu (...) en son eve gelmeye yakin arkamda mezardaki tahtanin üzerindeki hasan yazili bi mezar vardi acikcasi degnek gibi biseyde acik mavi renk kazak asiliydi o an garibime gitmisti cunku bu daha cok bi kiz kazagi gibiydi, ancak ustelemedim cunku bunu sorgulamak o an gereksizdi diye dusunurken yanimda yaslari 7 ila 12 arasinda degisiklik gosteren iki kiz ve bir oglan ile anneleri belirdi, uzulmustum yanlarinda kimseleri yoktu bicare bayrami boyle gecirmek onlarin da isteyecegi turden degildi, cocuklarin biri "iste anne burasi babamin mezarligi" dedi: resmen taniyiverdi, kizda onun dedigini destekler gibi "baksana benim kazagim asili" dedi... o an buyuk bir bosluga dustugumu hissediyordum ne yapacagimi bilemememin etkisiyle yavasca uzaklasirken kimseye gozukmeden aglamaya baslamistim... aklima geldikce uzuluyorum ve bu durum o gunku cuma namazinda da gayriihtiyari olustu... sonradan aklima gelen o cocuklarla sohbet edip cebimdeki paralari onlara bolusturup bi nebze mutlu etme fikri aklima geldiginde artik cok gecti bulamiyordum onlari, umarim metanetli olursunuz cocuklar, sizi unutamayacagim
Reklam
182 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.