Tolstoy’un bu öykü kitabı bir kahve molasında rahatlıkla okunabilecek türden bir eser. İçerisinde konu olarak birbirine benzer altı öykü mevcut.
Yazar, din ve iyi ahlaklı olmanın temelinde yatan “insan sevgisi” konusunu detaylı bir şekilde işlemiştir bu altı öyküde. Hatta okuduğum bir kaç kaynağa göre yaşamının son dönemlerinde yaşam tarzını buna göre değiştirmiştir.
Tolstoy yazmış olduğu bu hikayelerle bizlere yaşadığı yıllar boyunca hayatı sorgulayan, yazdıkları ile bizlere de hayatı sorgulatan biri olduğunu göstermektedir. Tolstoy’un bu öykülerinde iyilik-kötülük, yardımseverlik-bencillik gibi birbirine tezat konuları karşılaştırmasını görürüz. Hikayelerdeki tüm ögeler bir fikre hizmet eder, Tolstoy’un doğru olduğuna inandığı ahlak fikrine. Dolayısı ile eser sadece Tolstoy’un ahlaki görüşüne göre biçimlendiği için evrensel olma özelliğini yitirmektedir. Tolstoy ortaya yeni bir ahlak anlayışı koymuştur: Sevgi. Ve yazar bu anlayışını kesin hatlar içinde sunarak okuyucuya tek bir seçenek bırakmıştır: bu anlayışı kabul etmek ya da kabul etmemek.
Anna Karenina’nın yazarının zaman içindeki değişim ve dönüşümüne güzel bir örnek ‘İnsan Neyle Yaşar?’ Bu açıdan önemli bir eser.