Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bırak
Bırak o kordonu dedin, bıraktım ve çıktım dünyaya İlk zorluğu buyurdun, memeyi bırak dedin, uzun emdimdi eminim. Köyü bırakıyoruz dediydi baban biraktı hepimizi şehire Saçını bırak, dedi annen berberde her sabah zor olur Her gün taraması, başlarken ilkokula. Ne berberi unuttun ne o günü. O gün bugün saçın bir anlamı yok sende, arada
240 syf.
·
Puan vermedi
Canim kız kardeşimin doğum günü hediyesiydi bu muhteşem kitap♡ Ismarlama bir hediye oldu benim canımdan♡ Sevenlerime burdan da duyurulur hediye edilecek kitaplara açığım en büyük açgözlülüğüm bu olabilir:).Yeni yaşımda ruhumun kaygıdan uzak olması tüm sevdiklerimle beraber geçirebileceğim bir yaş olmasıni çok istiyorum ve olacağını da biliyorum Allah'ın izniyle.Bu muhteşem kitapta çocukken yaşadığım hırpalanmaları aşağılanmaları yok sayılmaları tamir edebileceğimin farkına vardım . Umarım derinlerde yatan sızılarıma son vermek nasip olur.Bu kitabı okurken en büyük şükrüm evli olmamam kitapta evlilerin yaşamış olduğu birtakım olayların varlığı bir de orda travmatik olaylar yaşama ihtimalimi düşünüp şükretmeme neden oldu.Ve iyi ki anne olmamisim dedim .Bence insanlar kendi farkına varmadan çocuk sahibi olmamalı.Eğer sahip olduğu çocuğun ruhunu saygıyla ,sevgiyle ve ilgiyle yoğurmuyorsa anne baba olmamalı diye düşünüyorum.Ülkede ebeveynlerin yüzde doksanın sokaktaki hayvandan bir farkının olmadığını düşünüyorum.Doğurmak marifet değil ne yazık ki belli etiketlere sahip olmak için ürüyorlar tabii ki bu da benim kanım.Okumayanına tavsiye ederim .Hepimize şifa olması dileğiyle.
Kendini Affet
Kendini AffetAdem Güneş · Timaş Yayınları · 2021940 okunma
Reklam
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
304 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
efsaneye göre, ağustos böcekleri yedi yıl boyunca toprak altında yaşarlar. geçirdikleri yedi karanlık yılın sonunda güneşli yeryüzüyle tanışırlar. fakat bu görkemli vuslat sadece yedi gün sürer. ağustos böcekleri yedinci gün ölürler. büyük haksızlık gibi görünen bu olay, başka türlüsünü bilmeyen ağustos böcekleri için olağan olmalıdır... peki ya onlardan bir tanesi yedinci günün sonunda da yaşamaya devam etseydi? hayatta kalan ağustos böceği için mükâfat mı olurdu bu, yoksa ceza mı? minik kaoru, henüz altı aylıkken babasının sevgilisi tarafından kaçırılır. "yeni anne"si sonunda gizlenebilecekleri bir yer bulmuştur. burası, dış dünyadan kopuk, kadınların komün halde yaşadıkları; tuhaf bir tarikata ait sığınma evidir. not: arka kapak spoiler anksiyetenizi zıplatabilir. kitabı okumaya üşenenler için arka kapakta direkt özet geçilmiş. ben böyle hizmet görmedim!
Ağustosböceğinin Sekizinci Günü
Ağustosböceğinin Sekizinci GünüMitsuyo Kakuta · Doğan Kitap · 2017132 okunma
çocuk yaşta evlenip ve çocuk denecek yaşta anne olunca, hayatın güzelliklerini kaçırıp bir telaşla geçip giden zamana yenik düşüyorsun... sonra bir bakıyorsun ki, herkese yetişip kendine geç kalmış yaşa gelmişsin. ve bakıyorsun, hayatı hep eksikleri ile yaşamışsın. hayatını adadığın kişiler tarafından hiç anlaşılmamış, değer görmemişsin. artık gerçeklerin daha çok farkına varmış olsan da, kaçırdığın hayatı yakalamak için oldukça geç kaldığını anlıyorsun. sonra birşeyler oluyor, birden bire çorak bir tarlaya dönmüş kalbine birileri dokunuyor ve hayat veriyor. o çorak topraklar birden gül bahçesine dönüşü veriyor... dönüp arkana bakıyorsun, simsiyah renge boyadığın duvarlar yıkılmış, ardında bıraktığın tozlu yollar çiçeklerle bezenmiş... yaşın kaç olursa olsun, kalbinde cıvıl cıvıl şen şakrak bir şarkı başlıyor. ve öğreniyorsun "aşk, gönlünü oyalayıp, hovardalık çapkınlık yapıp, sözünde durmayanlar, bir varmış bir yokmuşlar için değil... aşk yalnızca iki yalnızın yanyanalığı içinmiş..." emina 📷 Saat kaç olursa olsun günü güzelleştiren şeyler için uykusuz kalmaya değer
Çok Değiştin Kimi Örnek Alıyorsun?
Asrısaadette doğan on binlerce yıldız var ama Onlar rasululahın semasında parlayan ilk yıldızdırlar. En önce O.Fahri kâinatın muhterem zevcesi. İslamdan önceki vasfı Tahire yani temiz; İslamdan sonraki vasfı Kübra yani büyük. Müminlerin annesi Temiz ve büyük Hz.HATİCE. Anneleriyle birlikte islama girdiler peygamberin gül çiçekleri. Rukayye,
Reklam
Anneler Günü...
Açma kapımı, üşür yaralarım anne... Aklımın yangınlarına inat üşür yüreğim. Sorular, öğütler, dersler, kaybedişler… Titrek yüreğimde değeri yok hiçbirinin. Kapımı açan asi rüzgâr, içeri savurur anılarımı. Pervasızca odama dağılır zamanlar. Annemin kızgın sureti canlanır içimde. “Toplayacağım anne”, “Çocuk yanımı bulabilirsem, düzelteceğim
80 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Neden Evlenmeliyiz?
Evlilik eskiden mantık üzerine işlerdi, insanlar çocuklarını evlendirip topraklarını birleştirirlerdi, sonra bu durum çok çıkarcı gözükmeye başlayıp romantik bir ideolojiye evrildi, aşk evlilikleri yapıldı. Fakat sonuç ortada bu da başarısız oldu. Yazarımız ise artık psikolojik evliliklerin yapılması gerektiğini savunuyor. Hatta bundan 100-200 yıl
Neden Yanlış Kişiyle Evleneceksiniz
Neden Yanlış Kişiyle EvleneceksinizAlain de Botton · Artemis Yayınları · 202241 okunma
Anneme "Aşk tam olarak nasıl bir duygu?" diye sormuştum. - Kolluklarını çıkardığımız günü hatırlıyor musun? - Evet. - O gün ne olmuştu? - Yüzmüştüm. - Doğru. İnsan bir kere yüzmeyi öğrenirse, bir daha unutmaz değil mi? - Unutmaz anne. - Peki… Geçen yaz ne olduğunu hatırlıyor musun? - Ne oldu? - Ayağına kramp girdiği için az kalsın boğuluyordun. Yüzme bilmene rağmen… Aşk, tam olarak böyle bir şey.
Sayfa 14 - Karakarga YayıneviKitabı okuyor
Annem ve babam ayrıldıktan sonra babam birkaç sokak ötede bir eve taşınmış. Annem ise hali hazırda yaşıyor olduğumuz evimizde kalmış. Onunla son konuşmamız kelimesi kelimesine aklımda olmasına rağmen annem sanki o gün benimle o şekilde konuşan kadından bir başkasına dönüşmüş. İkisinin de her hareketinde gördüğüm mahcubiyet ve üzüntü beni her ne kadar şaşırtsa da ben o çocuğum işte. Her gece anne ve babasını bekleyerek uyuyakalan o küçük çocuğum. Doğum günü her seferinde unutulan o küçük çocuğum ben. Annemi biliyorum, babamı tanıyorum. Hayatın beni yine aynı noktaya sürükleyeceğine eminim ama işte buradayım, istenmediğimi öğrendiğim ve bu sebeple terk ettiğim o evde, evimdeyim...
Reklam
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Yazarın Anlatımıyla
(7 Ekim, 2007) Yağmurlu bir kış günüydü. Küçük Kumru 7 Ekim tarihine girdiklerini fark ettiği andan beri heyecanlıydı. Binada duyduğu her kapı sesi, merdivenlerde duyduğu her ayak sesi onu hareketlendiriyordu. Bugün onun doğum günüydü. Annesi ve babası evlerine çok yakın çalıştıkları için sık sık eve gidip geliyorlardu. Kumru altı yaşında olmasına rağmen anne ve babası için bu evde tek kalmasına yetecek bir yaştı. Altı yaşında olmasına rağmen bütün bir günü evde tek başına geçirebiliyor ve bundan üzüntü bile duymuyordu. Yeri geldiğinde anne ve babasının gecikeceklerini anlayarak yatağına yatıyor ve akşam uykusuna bile kocaman bir evde tek başına dalabiliyordu Kumru. Oysa bugün onun doğum günüydü. Bugün olmazdı. Bugün tek başına uyuyamazdı.
Bir süre umutsuzca birkaç şifre denedi. Uraz'ın ilkokul ve lise okul numaraları, doğum tarihi, anne ve babalarının isimleri... En sonunda "05092011" yazdı ve Uraz'ın bilgisayarı bu şifreyle açıldı, "Başka ne olacaktı ki..." dedi Araz yüzünde acı bir gülümsemeyle, bu tarih anne ve babalarını kaybettikleri tarihti. Araz bilgisayar açılır açılmaz ne yapacağını bilemeyerek ekrana baktı. Ne yapacaktı şimdi? Uraz hangi uygulamaları kullanıyordu ki? Gözleri bilgisayarın ekranında, uygulamaların üzerinde dolaşırken Uraz'ın bilgisayarında Instagram'ın uygulaması olduğunu gördü. Sabırsızca uygulamaya tıkladı ve açılmasını bekledi. Tek dileği bu uygulamada Uraz'ın hesabının hala açık olmasıydı ve o dilek en kısa sürede gerçek oldu... Uraz'ın hesabı açıktı. İstemeye istemeye de olsa Uraz'ın mesajlarının olduğu sekmeye girdi. En son mesajlaşma "enkazaltindakilertv" isimli bir sayfa ileydi. Araz merakla o mesajlaşmaya tıkladı. Sadece iki mesaj vardi. İlk mesaj Uraz tarafından atılırken diğer mesaj karşı taraftan gelmişti. "Uraz Kayalar, 20." "Sevgili Uraz Kayalar, yüzlerce yarışmacı adayı ile birlikte ilk elemeye katılmaya hak kazandınız. 9 Ekim günü saat 16.00'da aşağıdaki adreste olmanız halinde ilk elemeye katılabilirsiniz. Bol şans."
Uzun bir pazar günü daha geçip gitti, anne şimdi toprağın altında yatıyor, ben işime döneceğim, sonuç olarak değişen hiçbir şey yok, diye geçirdim içimden.
Bir anne,zorunluluklarıyla başlıyor hayata…Mecburiyetler,ilkin muhabbeti öldürüyor….. Çoğu kez akşama kadar içten bir gülümseme uğramıyor annenin yüzüne… Bir an önce günü bitirmenin ve akşamın son demlerinde bir-iki saat başka bir role geçmenin telaşesinde… Zihni ve hayatı öylesine darmadağınık ki, ne çocukların hayatına dahil olabilecek kadar cesarete, ne de onları hayatının tamamında hayal edebilecek kadar erginliğe sahip olabiliyor…..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.