336 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaşanmış bir hikaye... Yabancı bir ülke, çocuk yaşta çocuk sahibi olmak, anne özlemi,büyük mücadele.
Annemi Bir Kez Daha Görebilsem
Annemi Bir Kez Daha GörebilsemZana Muhsen · Sonsuz Kitap · 20192,443 okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Etkileyici bir kitabın sonuna gözyaşlarımın eşliği ile geldim. Hikaye Stalin yönetimindeki Leningrad'da (şimdiki adı Saint Petersburg) Leningrad Kuşatması'dan günümüze uzanıyor. Kitaba başladığımda bir annenin kızlarına karşı nasıl bu kadar uzak kalabildiğini, soğuk davranabildiğini okudukça nasıl yani demeden duramadım. Babaları, kızlarının hayatındaki anne ilgisizliğini müthiş bir sevgi ve anlayışla kapatmaya çalışıyor. Fontanka Köprüsü'nde başlayan masalı okudukça, o müthiş aşkın sonsuz can yakışına tanık olmak, savaşla birlikte yokluk ve açlıkla yapılan mücadeleleri okumak..... Vera, Leningrad Kuşatması'nda çok kayıplar veriyor. Yaşadıklarının izleri kızlarıyla aralarında aşılmaz gibi duran bir duvar örse de zamanı geldiğinde (ki bu zaman babanın ölümüyle başlıyor). Nina'nın ısrarları ile Vera 'Köylü Kız ve Prens' masalını anlatmaya başlıyor. Masal ilerledikçe aralarındaki duvar çöküntüye uğramaya başlıyor. Duvar küçüldükçe Nina ve Meredith'in annelerine olan yakınlığı şaşırtıcı değil elbette. Velhasılı kelam Kristin Hannah bir kez daha gönlümü fethetti. ;)
Kış Bahçesi
Kış BahçesiKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20164,890 okunma
Reklam
İki Şey İki şey ‘Kalitesiz İnsan’ın özelliğidir: Şikayetçilik Dedikodu İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
Önce ikinci sınıf evlat, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar. O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir, ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder.’ ‘…Bu yönden değerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil, ama gerçekte kapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir.’
Yoldan geçenleri izlerken "Ne çok insan var" diye düşündüm. Hepimiz bir yerlere gidiyoruz, birileriyle konuşuyoruz, çalışıyoruz, dinleniyoruz. Ne kadar çoğuz. Hepimiz ne kadar çok kendimizi önemsiyoruz. Hayallerimiz var. Çok azımız uyguluyor hayallerini. Uğraşıyoruz yinede. Belli bir yaşa kadar, bişey olmaya çalışıyoruz. Olamayanlarımız çocuk yapıyor, kendi olamadıklarını, onlar olsun istiyor. Kafamızdaki olmak istediğimiz insan da farklı farklı. Genelde çok zengin olmak istiyoruz. Sıradan olmayı hazmedemiyor birçoğumuz. Özel olmalıyız, en azından bir kişi için. Kafasında olmak istediği kişiyi olamamış biri olarak, başka bir olamamış ile ilişkiye giriyoruz. İki sıradan insan, birbirinin ne kadar özel olduğunu hatırlatıp duruyor. Aralarında biri hatırlatmayınca ilişkiyi kesip, başka bir sıradana hatırlatması için arayışa giriyor. Uzun süre hatırlatanlar belli bir zaman sonra sıkılıp evleniyor,baktılar ki ikisi de birbirine bunu anlatmaktan sıkılmış, çocuk yapıp onu dünyanın en özeli kılıyorlar. Seçildiği için, annesinin babasının sıradanlığını aşmakla görevlendiriliyor. İstediği gibi biri olmak yerine, anne-babanın kafasında olmak istediği ama olamadığı insanı olmak zorunda. Hayır demesi neredeyse imkansız... Bu hayır diyemeyenler de büyüyüp çabalıyor, olmuyor, birini buluyor, sıkılıyor, çocuk yapıyor... Bu kısır döngü, böyle sürüp gidiyor, gittikçe artıyoruz.
Reklam
“Ve nerede birileri özgür olmak için mücadele ediyorsa, onların gözüne bak anne, beni göreceksin.” John Steinbeck
308 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ben Elif Şafak kitaplarını okumayı çok seven bir insanım şuna inanıyorum anne olmak isteyenlerin okuması baş ucu kitabı yapması gerektiğine inanıyorum En hoşoma giden yeri 'Erkekler yorulunca kadınlar meraktan evlenirmiş.Ben yorulduğum için evlendim.'
Siyah Süt
Siyah SütElif Şafak · Doğan Kitap · 20189,7bin okunma
Hz. Muhammed'in (s.a.v) annesi olmak ne güzeldi, Hz. Amine diye anılmak ne güzeldi, dünyayı aydınlatmak, insanlığa ışık saçmak, ilahi makama yürümek ne güzeldi. "Rabbim, seni yetim bulup da barındırmadı mı?" ayeti kerimesindeki gibiydi her şey, Rabbim onu yetim buldu ama yalnız bırakmadı. Bir anne daha ne isterdi, onu sana emanet ettim de gittim ya Allah...
Hz. Amine - Melek Mahya GürsesKitabı okudu
Kadın olmak acı verir, Bir genç kız olduğunuzda, acı verir, Bir sevgili olduğunuzda, acı verir, Bir anne olduğunuzda, acı verir, Ama yeryüzündeki bütün acıların en dayanılmazı, Bir kadının, bir gün biteceğini Bilmeden çekmesidir Bütün bu acıları… -Blaga Dimitrova-