"Ne yazık, anne babalar sonunda ölüyordu ve bir daha hiç kimse insanın adını o kadar güzel ve içten çağırmıyordu."
Sayfa 137Kitabı okudu
ÇOCUKTA CİNSEL EĞİTİM
Bu konuyla alakalı olarak alanında uzman hocalarımızla bir seminer gerçekleştirdik buradan da bilgi vermek istiyorum. Cinsel eğitim bir çok anne-babanın yok saydığı bir konudur. Bunun en önemli nedenlerinden biri cinsel eğitimin seks eğitimi ile karıştırılmasıdır. Bugün çocuğa vermediğimiz cinsel eğitim eksikliğinden kaynaklı bir çok insanda cinsel işlev bozukluklarına rastlanmaktadır. İnsan cinselliği doğduğu günden öldüğü güne kadar vardır ve bu durumun erken yaşta eğitiminin verilmesi oldukça faydalıdır. Nasıl doğdunu merak eden, doğada gördüğü veya ekranlarda gördüğü hayvan doğumlarını merak eden çocuğun sorularını yanıtsız bırakmak istismara kapı aralamaktır. Çocuğa seni leylekler getirdi ya da seni çöpten bulduk demek oldukça sağlıksız bir tutumdur. Anne-babalar bu konuya gereken ilgiyi göstermeli, çocuğun gelişimine uygun olarak çocuğun cinsel eğitimi kitaplarla desteklenmeli ve çocuğa öğretilmelidir. Çocuğa mahrem bölgeleri öğretilmeli unutulmamalı ki özel alanına, mahremine saygı duyan kişi başkasının mahremine de aynı oranda saygı duyar. Benim her zaman söylediğim söylediğim ve sürekli tekrar ettiğim bir husus vardır. "Bilmemek en büyük kötülüktür, bilmemek evreni kötülüğe boğar."
Reklam
Anne babalar da istemsizce çocuklarını kendilerine benzeyen bir şey yaparlar — bunun adına “eğitim” derler — hiçbir anne, yüreğinin derininde çocuğu kendine ait mülk olarak doğurduğundan kuşku duymaz, hiçbir baba çocuğu kendi kavramlarına ve değerlerine tabi kılma hakkını reddetmez. Evet, eskiden babaların yenidoğanın yaşamı ve ölümü hakkında keyfine göre karar vermeleri haklı bulunurdu. Babalar gibi, şimdi öğretmenler, zümreler, rahipler, hükümdarlar da her yeni insanı hiç tereddütsüz yeni bir mülkiyet fırsatı olarak görüyorlar.
KADINLAR GÜNÜ YALANI. Kapitalizm ile el ele vererek, herşeye bir gün uydurmuş emperyalizm... Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü ve daha birçok kıytırık gün. Aslında sosyalizmden çaldığı, 8 mart 1857 tarihinde ABD'nin NewYork kentinde bir tekstil firmasında çalışan 40 bin dokuma işçisi greve gidip, polisin işçilere saldırması ile
Trobriandlıların Cinselliği…
“Trobriandlıların cinselliği… Malinowski… Küçük yaşlarından itibaren çocukların cinsel oyunlar oynadıklarını anlatır bize; bu oyunların arasında cinsel birleşmeyi taklit eden oyunlar da vardır, ki anne babalar bu tarz oyunları çok matrak bulur. Ergenlikten sonra cinsel ilişkiler ciddileşir, süreklilik kazanır (gerçi sırf bu iş yapılmaz), ayrıca özel inşa edilmiş evlerde genç çiftlerin kendilerine ait alanları bulunur, buralarda cinsel ilişkiye girmelerine izin verilir. Batı geleneklerinin aksine Trobriandlılarda evli olmayan çiftlerin yatması normal karşılansa da birlikte yemek yemeleri kesinlikle yasaktır. Evlilikten önce genç kadınlarla erkekler farklı insanlarla birlikte olabilir, fakat nihayetinde bu insanlardan biriyle ilişkileri olgunlaşır, evlilikle sonuçlanır. Evli olmayan çiftlere ayrılmış özel evlerin sağladığı cinsel ilişki fırsatlarına ilaveten, evlilik öncesi, evlilik dışı cinsel ilişkinin yaşanabileceği sayısız olanak mevcuttur. Sosyal amaçlı gezintilerin (karibom), hasat festivallerinde gerçekleştirilen dansların (milamala), yemek dağıtımı ayinlerinin (kayasa) erotik karakteri uyarınca cinsel ilişkiye girilir." -Susan McKinnon, Neo-Liberal Genetik - Evrim Psikolojisinin Mitleri ve Meselleri, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, syf: 86
Bir gün rahmetli annemle tartışıyordum; "seni dinlemek istemiyorum," diye bağırıyordu... Sonunda şüyle dedim ona ; beni anlayamazsınız anne, ikimiz ayrı kuşakların insanlarıyız çünkü. "Bu süzüme çok gücendi, bense, " Ne yapayım," diye düşünmüştüm ," İlaç acıdır ama gene de yutmak gerekir." İşte sıra şimdi bize geldi, çocuklarımız onların kuşağından olmadığımızı söyleyecekler bize ve biz bu acı ilacı yutacağız.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.