YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA
Yönetmen Akira Kurosawa'nın yine yönetmen Ingmar Bergman'a bir mektubu vardır, o mektubun içerisinde şöyle bir kısım geçer:
"İnsan, bir bebek olarak doğar, bir çocuk olur,
Bugün aracı bir kurumla anneme mısır ve sebze meyve çeşitlerinden gönderdim..
Şu mısırlara ne kadar çok sevinmiş resmini attı.
Ah anneciğim ah! senin bu kadar sevineceğini bilseydim kamyonu dökerdim evin önüne..
Dünyanın en geri zekalı adamıyım ben,
iş güç şu bu derken o kadar çok şeyi pas geçiyoruz ki..
Kışın kar yağdı mezarına
Üşüyorsun şandım
Yaz güneşi vurdu toprağına
Sıcaktan terliyorsun sandım
Kapanıp mezarına sarıldım
Hissediyorsun sandım
Çok ağladım
Üzülüyorsun sandım
Biraz gülsem, seni
Unuttuğumu düşünürsün
sandım
Seni öyle çok özledim ki
hisseder de
Her gece rüyalarıma gelir sandım
Ne hasretin dindi ne sen
GELDİN.
Anneciğim sen gittin ben bittim
Kayboldum yittim
Hep derdin ya sen
“İyi insanlara rast gelesin kızım." diye
İyi insanların nesli tükeniyor be anne!
Dünya her geçen gün gidiyor kötüye
İnsanı çıkarıyorlar çileden durduk yere
Sabrını taşırıyorlar habire
Yıllar var ki iyi olmayı seçtim ben
İçim de dışım gibi gerçekten
Siz hiç su içen insana dokundunuz mu?
İşte ben bu örnekteki kişiyim
Gözümde tütüyorsun canım annem
Gel artık ya da ben geleyim yanına dur sen...
hanife çıta- EYLÜL
Dr. Ali Taşcı Bey, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
Birkaç yıl önce, bir vilayetimizde, bir bakanlığın il müdürüydüm. Bağlı bulunduğumuz genel müdürlük, başka üç ilin de il müdürüyle birlikte beni, diğer bir ilimizde personel almak üzere görevlendirdi. Biz dört arkadaş birleşerek sözünü ettiğim şehre gittik. Önceden bizim için ayrılan misafirhaneye
İlk satırından son satıra kadar iliklerime kadar hissederek okuduğum bir kitap daha... Başka türlü inceleme yazamıyorum galiba kitaplara.
İçime dokundu her söz, her cümle...
Aysel'le birlikte yaşadım hayatını satır satır...
Melankolinin dibine battım battım çıktım...
Neden bu kadar etkilendim bilmiyorum. Bir kadın yazdığı, bir kadın yaşadığı için
Avrupa'da gazeteler Türk takımlarına mağlup oldukları zaman “Anneciğim Türkler” manşetini atarlar. Bu 15-16. yüzyıllardan kalan ve o dönemki İtalyanlar'ın Türk ilerlemesinden duydukları korkuyu ifade eden bir deyimdir. İ
Kitabın adı " Güneşi Uyandıralım " ama
" Büyükler güneşi uyandırmayı bilmez." demişti Zeze kitabın sonunda. Haklı da aslında; biz büyükler çocukların güneşini çaldık, karanlıklara çağ açıp onları fenersiz bıraktık. Şimdi güneş nasıl uyandırılır nerden bilelim?...
Şeker Portakalı kitabının devamı olan kitabımız Zeze ' nin
Anneciğim çok yalnızım, tek başınayım, acılar içindeyim, kimse anlamıyor, kimse sormuyor... Her gece, yatağımda ağlıyorum, kimse fark etmiyor bile... Bana bir omuz ver...
Pakistan’lı Doktor İşan Hüseyin, çok zor ulaşılan başarılara sahip ünlü bir doktordur. Yaptığı büyük başarı ve hizmetlerden dolayı, uluslararası konferanslar için zorunlu uçuşlar yapıyor ve bu seyahatlerde ilginç olaylara şahit oluyordu.
Dr. İşan Hüseyin ilginç bir hatırasını kendisi şöyle anlatıyor:
“Bir gün uçakla bir şehirden, başka bir