Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Babalar günü, anneler günü, sevgililer günü hiçbirini sevmiyorum. Birilerine boşluk hissi yaratan hiçbir özel günü sevmiyorum."
59 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Her Müzeyyen bir gün gider
Noktaları sevmeyen bir yazardan bir hikaye, ne de tanıdık… Müzeyyen: “Hikayeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor... Herif kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor.” Adam: “Fakat” diyor, “Fakat Müzeyyen bu derin bir tutku.” . . İnsanlar sever, sevmek güzeldir denir, oysa
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
Reklam
Aile sırlarını sindirmek çok zordur. Çünkü mutlu geçen çocukluklarda anneler melek, babalar kahramandır.
Anneler ve babalar, artık çocuklarımızı böylece —eğitimsiz, akıl ve kalplerinin rasyonel ve sevgi dolu gelişimi olmadan— bırakamayız. Bu ahlaksızlıktır, suçtur. Bu sadece ailenizi ilgilendiren bir konu değil. Bu konu bütün toplumu, ulusu ve devleti ilgilendirir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Ah şu anneler...
Yalnız canımı sıkan bir şey var: Annem öyle yufka yüreklidir ki, göbeğin mi yok, günde on defa yemek yemezsen kahrından ölür.
Küçük bir çocuğun başkan olmayı hayal etmesi doğaldır. Çünkü küçükken, bütün zamanımızı başkalarının sözünü dinleyerek geçirdiğimiz duygusunu kapılırız. Sanki bizden başka herkes başkandır. Anneler, babalar, öğretmenler ağabeyler, ablalar…
Sayfa 4 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
Güneş batınca hayat bitiyor. Sevdiğimiz insanlar, anneler, babalar, gençliğimiz batıp gitmektedir. İnsanların evlerinde, işlerinde, ekonomilerinde ve sahip oldukları şeylerde nice batışlar yaşanmaktadır.
Çocuğun reddedilmesi açık ya da üstü kapalı bir biçimde yaşanabilir. Açık iticiliğin başlıca belirtileri, çocuğa hırçın davranma, azar, dayak ya da gereksiz yere ceza verme, ilgisizlik, çocuğu terk etme ya da başka bir yere gönderme tehditleri ve çocuğu kötü sıfatlarla çağırma biçimlerinde görülür. Disiplin amacıyla çocuk gaddarca dövülebilir, saatlerce bir yere kapatılabilir ya da aç bırakılabilir. Bazı anneler, çocuklarıyla bedensel yakınlık da kurmaz, kucaklarına almaz ve okşamazlar. Çocukla bir başkasının ilgilenmesini sağlayarak ilk fırsatta kendi yaşantılarına dönerler. Toplumsal etkinliklere kendini fazla vermiş bazı annelerin çocuklarını randevu ile kabul ettikleri bile gözlemlenmiştir. Bu gibi koşullarda yetişen çocuklar normal çocukların canlılığından yoksundur, sevgisizlikten kaynaklanan duygusal bir açlık içindedirler. Çocuğun üstü kapalı bir biçimde reddedilişi ise ondan kusursuz davranışlar bekleme biçiminde görülebilir. Bazı ana-babalar, okulda ve diğer etkinliklerde başarılı olmaları konusunda çocuklarına aşırı yüklenirler. Çoğu çocuk, ana-babalarının bu aşırı beklentilerini karşılama gücüne sahip değildir. Gösterdiği çabaya rağmen ana-babasının onayını kazanamayan ve onların istediği kusursuzluk düzeyine ulaşamayan çocuk giderek kendi gözünde de değersizleşir.
Dördüncü Bab: Bir Yusuf, Bir Şivekâr
İnsan soyu İletkenliğiyle ünlüdür öteki türler arasında İki insan Başka hiçbir yaratıkta olmayan Geçirgen bağın başlatıcısıdır Anneler ve babalar Oğullar, kızlar, hısımlar Komşular, hemşehriler, yurttaşlar Hangileri arasından seçilirse seçilsin İki insan bir araya gelince O geçirgen bağa bir ilmik atar Bazen fiyonk olur arada Bazen her şey düğümlenir Yine de sonuna kadar Bu bağın götürdüğü Yere kadar gitmez İnsanlar Dostluğa, kandaşlığa, aşka evet Evet; ama nereye kadar?
Sayfa 96 - Şule Yay. 3. Baskı, Ocak 2020
"Fakir evlerinde babalar hep unutkan, anneler hep tok olur."
Reklam
Ne güzel insanlar vardı eskiden. Çocukluğumuzu kaplamışlardı . Bize masal anlatırlardı Cinlerden, perilerden. Büyük anneler, büyük babalar vardı. O zaman hepsi uzaktı ölümden. Hem sevdirir hem korkuturlardı. Acı hikâyeleri bile tatlı başlardı. Demek bunun için gittiler hikâyelerden. Ne güzel insanlar vardı eskiden.
Ailelerin yaptığı ağır hatalar var. Ama devletin "aile" konusunda yaptığı hata, ondan da ağır. "Aileyi koruyacağım" diye kadınları görmezden gelmenin sonuçları kadın cinayetleri, çocuklarının gözleri önünde öldürülen anneler, boşanmamak için kendi çocuğunu öldüren babalar ve kelimenin gerçek anlamıyla "aile katliamları" sonuçlarını da yarattı.
Gariban evlerinde babalar unutkan anneler ise tok olur...
karanfil
(16 Haziran 2004) Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi. Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten
392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bebek Gelişimi
Canım anneler ve onlar kadar hevesli olmayan ama özverili babalar koşun buraya... Bir bebişin ilk 3-4 ayı icin sizin ona onun hayata adaptasyon surecinde hayati bilgiler var bu kitapta yalın anlatılmış bebiş dogmadan okumak daha iyi olur sanki,zira dogduktan sonra duydugunuz herseyi deneme cilginligi ile hangisi işe yaradı anlaşılmıyor he bide son not 2×2 4 olmuyor her zaman ..her bebek kendi aplikasyonu ile geldiginden işe yaramayadabilir onu da cebinize atın...
Mahallenin En Mutlu Bebeği
Mahallenin En Mutlu BebeğiHarvey Karp · Yakamoz Yayınları · 2011662 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.