Bu annelik denen şey ister çalış ister çalışma, her yönden biraz vicdan azabı demekti aslında. Çocuğun için ne yaparsan yap, kafanda hep "daha da iyisini yapabilir miydim sorusu gezinip duracaktı.
Sayfa 39 - Elma Yayınevi
Okullarda bize "hoşgörü"diye yutturdular tabi yerse
Osmanlının cizye gelirlerini kaybetmemek için Hristiyanların din değiştirmesi yönünde bir baskı uygulanmadığı, hatta daha sonra din değiştirmeyi engellediği bilinmektedir. "Çünkü İslam'a geçiş her Hristiyan çiftçinin ödediği 25 akçelik İspençe vergisi ile baş vergisinin(cizye) kesilmesi demekti." 1500'de imparatorlukta 894.432 hane Hristiyan vardı ve devlet yıllık 2800 kilo altın dolayında parayı gözden çıkarmayı düşünmüyordu
Sayfa 331Kitabı okudu
Reklam
Bu annelik denen şey ister çalış ister çalışma, her yönden biraz vicdan azabı demekti aslında. Çocuğun için ne yaparsan yap kafanda hep "daha da iyisini yapabilir miydim" sorusu gezinip duracaktı.
Bir toplumun neyi yiyip neyi içmediği, her zaman onun inanma biçimiyle ayrılmaz bir ilişki içindedir. Kadın-erkek ilişkisi de aynı şekilde buna benzer; Eğer bir toplumun dünya görüşünü değiştirmek istiyorsanız, işe kadın erkek ilişkisini değiştirmekle başlayabilirsiniz. Gerisi akan süreçler tarafından belirlenmeye başlar. Aslında bu değişimi evvela Müslüman kesim başlattı. Siyasî, sosyal bir başarı ve bunun kanıtı olarak kamusal alanda yer almak ve bütün bunları “parti, dernek, yardımlaşma” adı altında, İslâm’a hizmet etmek adına yaptık. Bunların hepsini İslâm’la maşrulaştırdık. Bu İslâm ve dindarlık adına birçok şeyin değişmesi demekti. Zaten sekülerleşrne de dinden kopmak değil, yapılan her şeye dinî bir meşruiyet kılıfı bulmaktır. Tesettürlü olmayan muhafazakâr kesimin bu kadar fisebilillah ve kural tanımaksızın kendi kadınlarını bu şekilde kamusal alana ‘boca’etmediklerini de burada kaydetmeliyiz. Müslüman kesim bu meşrulaştırmayı kolayca yapabildiğinden dolayı evlerini, gönüllü olarak terk ettiler. Batıda yaşanan tecrübeden de biliyoruz ki böyle durumlarda eve bir daha dönüş olmuyor. Bu süreçlerde boşanma sayısı artıyor,çocuk sayısı azalıyor, evlenme sorun oluyor, akraba ilişkileri bitiyor. Yani annelik 'fakirleşiyor’.
Sayfa 121Kitabı okudu
mulkiyet iliskileri daima erkek cocugu onemli kilan sebeptir
Aynı Journal de la femme, bir yandan da doğumlarin azalmasından erkekleri sorumlu tutuyordu. Oğlan çocuklarını kabul eden ama "kız doğuran kadınları" küçümseyen, karılarının hamileliklerine tahammül edemeyen, emzirmelerine büsbütün köpüren, rol dağılımı gereği çocuklarından uzaklaşan erkekler suçlanıyordu. Buna karşılık derginin yayıncıları, "annelik duygusunun her kadının kalbinde potansiyel olarak yaşadığını" belirtiyorlardı; "annelerin grevi", "toplumun grevi" demekti, çünkü kadının durumu, gerçek bir çocuk korkusuna yol açıyordu.
Sayfa 264Kitabı okudu
doğuştan sahip olduğun hakkı dilenme, çal; öfkelenme hakkın yoksa affetmen hükümsüzdür; hür hissetmiyorsan sevilen şey sen değilsin.ortada bir "sen" olması için "sen" tarafından seçilmiş bir şeylerin, tercihlerin olması gerekmektedir. 'Aptal' olduğunu söyleyene 'kader' diye cevap ver ama 'ahlaksız' olduğun söylenirse ciddiye al; var olduğun için utanma fakat gurur da duyma ailelik eden aileye minnet duy çünkü cinsel ilişki yaşarlarken ailenin istediği sen değildin, Bir bebekti; kimseyi akraban olduğu için sevme; sevmek için de nefret içinde sebepler ara; sana yapılan zulme susmam da seni dilsiz şeytan yapan bir şeydir; sadece mecbur olunmayan şeyler ikramdır ve teşekkürü hak eder. Hakkını, maaşını, emeğinin karşılığını alırken teşekkür etme; yaşadığın, var olduğun, yer kapladığı niçin özür de dileme, teşekkür de etme; senin üzerindeki emeklerini başına kalkmış olanın kalkması sırasında aldığı şeytansı haz, ücretidir, ödenmiştir. Sen kendin olduktan sonra etrafında kalanlara bak, diğerleri firedir, teleftir; sana senin müsaden olmadan iyiliğin için de olsa yapılan her şey kötülüktür
Reklam
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.