Momos Kitap Okuma Grubu'nda bu ay Selçuk Baran'dan Bozkır Çiçekleri'ni okuduk. Edebiyatımız için bir dönüm noktası olabilecekken edebiyat tekelimiz yüzünden küstürülmüş bir yazar var bence karşımızda. Bu değerli yazarın hayatı, eğitimi, edebiyat anlayışını kısaca derledik Momos'ca. Diğer ayın kitabına ve toplantı bilgilerine
Heyy!!! Siz okurlar sorarım size, bu kadar yaşadıklarımın sorumlusu ben miyim? Büyükannem mi?Hiç tanımadığım annem ve babam mı? Kimdir suçlu olan...
Yoksa siyah olduğum için gözlerimi açar açmaz köle olarak anılmak ve değersiz görülmek mi???
Hepsi elbette...
Doğru, büyükannemin yaşadıklarının çoğunu yaşamadım fakat onun yaşamış olması benim de aynı olumsuzlukları yaşayacağımdan korkması ve ona göre beni büyütmesi,hayatımın ona göre şekil alması yeterince hüsran dolu zaten...
Büyükannemin isteğiyle başlayan evlilik hayatımda yaşadıklarım,gördüklerim, acılarım,ötekileşmem,değersizleşmem ve her şeyden önce yalnız kadın olmam yaşanacak acıların,mutsuzlukların, üzüntülerin başlangıcı değil mi zaten.
Evet bir yine bir kadın,yine ezilmişlik,horgörülmek,erkek egemenliğini, Afro Amerika kültürü ile Siyahilerin dilinden okuyacaksınız.
"KADIN" beş harf içeriğinde ki anlamın sonsuz olduğunu bana bu eser yine hatırlattı.
Satırlarla bizi buluşturan yazarı saygıyla ve minnetle anıyorum.
Ve diyorum ki, yazarın bu özel ve güzel başyapıtı ülkemizde az kişi tarafından okunmuş olması üzücü bir durum.
Umarım daha çok kişi okur.
Kitapla sevgiyle kalın.
Bi adım attım...
Yaklaştıkça uzaklaştıran zeminlere...
İlk adımımı attım...
Benim için küçük annem ve babam için büyük bi adım
Bi adım attım...
Ben ne bileyim ilerledikçe yalnızlaşacağımı
Hz Peygamber soy sop ile övünmeyi yasaklamasaydı babamın ve annemin adını bayraklaştırırdım. Doğduğum vakit babamla annem beni, evimizin ilk sahibi olan Yemen Meliki Tübba'nın lakabıyla çağırıp" Eyyûb"demişler. Sonradan halk da onları benim adımla çağırıp " Eyyûb" demişler. Sonradan halk da onları benim adımla çağırıp:Ebû Eyyûb, Ümmü Eyyûb...Babam çulhalık yapar,bez dokurdu ve Kutlu Misafir' inin kokusunu taşırdı.Şimdi ben de onun kokusunu taşımak istiyorum:"Allah'ım sen o kokuyu herkese nasip et!"
“Siz yazıyı seçiyor değilseniz de yazı sizi seçiyorsa, yani yazmak ölümcül bir zorunluluğa dönüşüyorsa, üstelik artık yazmak da yetmiyorsa bir seçimden söz edilemez.“ diyordu bir röportajında Bekiroğlu.
Ne kadar acı varsa o kadar yazı mı var o halde ? Denemeleri hep vardı. Şiirden, romandan çok denemeler ile kalemi mevcudiyetine hakimdi. Bir ara