"Annem nezaket olması gerekendir, bunun için teşekkür beklenmemeli, teşekkürler fedakârlıklara aittir, derdi." Sesi derinden gelmişti bunu söylerken. "Ben senin için henüz hiçbir şey feda etmedim."
Sayfa 298Kitabı okudu
Annem bana hep şöyle derdi Portuga: "Kalbini oluşturmak 9 ayımı aldı, kimsenin 15 dakikada kırmasına izin verme."
José Mauro de Vasconcelos
José Mauro de Vasconcelos
Reklam
"Annem hep, iki kilometre yürüyemeyeceğin ayakkabılarla evden çıkma, derdi."
Annem çok sevmelerin kadınıydı.. Daldaki kirazları, Yazmasındaki oyaları, Fistanındaki çiçekleri, Asmadaki üzümleri, Evin kedisini, Sokağın delisini.. Babamın gömleğini.. Beni, bizi, mahalleyi.. Bildiğim herşeyi severdi.. Bana da sevmeyi öğretti.. Öyle az buz değil “çok sev” derdi.. Annem gibiyim artık.. Az sevme bilmiyorum ben.. Çok sevdiğimdendir bu kadar incinmem.. Ah annecim.. Senin sütün ak, yüreğin pak.. Ama inan şimdilerde; senin bildiğin gibi değil hayat..! Didem Madak… Başta annem olmak üzere tüm annelerimizin anneler gününü kutlu olsun ..
“Ben her zaman doğru olan şeyi yapmaya çalışırım. Annem bana her zaman insanlara karşı nazik olmamı söylerdi, çünkü öyle davranırsan belaya bulaşmazsın ve her zaman da çok dostun olur derdi.”
Anneler günümüz kutlu olsun...
Annelik Zormuş Annem.. Olduk, Gördük, Bildik Analık nedir Annem?” derdim de anacığıma; “Ben ol da bil” derdi Mevlânaca.. Ben ol da bil! “Sen” oldum annem bak!.. “Sen” oldum ve bildim neymiş bu işin yürekcesi.. Hani “Köpekler bile “ana” olmasın” derdin ya hep, o ızdıraplı yüreğinle, o engin şefkatinle.. Anlamazdık o zaman biz zamâneler.. “Zor kızım, çok zor analık” derdin ardından derin bir iç çekişle.. Zormuş anam.. Ana olmak “Hiç” ken “Hep” olmakmış meğer. Çoğalmakmış durmadan.. Dünyaya meydan okumak, mazi ve istikbâli sırtlamak, pervâsız bir gözü karalıkmış.. Zormuş Annem…Olduk, gördük, bildik bak.. Ana olmak meğer; Kor ateşlerde üşümesi, kara kışlarda buz kesmesiymiş yüreğin.. Hep; “Ben!” derken, Artık; “O”, “İllâ O!” demesiymiş.. Hiç varmayacağı kapıları çalması, hiç ederek ömrünü, adanmasıymış.. Hiç kızmaması yüreğin, almayı hiç düşünmeden hep vermesiymiş.. Hep sarıp-sarmalaması, hiç hesap sormadan, hep dost hep yâr olmasıymış.. Zormuş Anam.. Meğer ölümüne bir kara sevdaymış analık.. Olduk, gördük, bildik bak..
Reklam
Ah’lar Ağacı
Annem çok sevmelerin kadınıydı.. Daldaki kirazları, Yazmasındaki oyaları, Fistanındaki çiçekleri, Asmadaki üzümleri, Evin kedisini, Sokağın delisini.. Babamın gömleğini.. Beni, bizi, mahalleyi.. Bildiğim herşeyi severdi.. Bana da sevmeyi öğretti.. Öyle az buz değil çok sev derdi.. Annem gibiyim artık.. Az sevme bilmiyorum ben.. Çok sevdiğimdendir bu kadar incinmem.. Ah annecim.. Senin sütün ak, yüreğin pak.. Ama inan şimdilerde; senin bildiğin gibi değil hayat..!
Didem Madak
Didem Madak
Ah'lar Ağacı
Ah'lar Ağacı
Nedense bu yaşıma dek annem hep haklı çıkmakla meşgul oldu hayatımda. "Bir şeyleri başardığında daha çok düşmanın olacak" derdi, hiç yanılmadı. "Başını eğmediğin sürece hayatta kalacaksın çünkü bir kez düşsen herkes üzerine basıp geçecek." derdi.
Bağırıyordum ya da surat asıyordum ki, annem surat asmamdan, bir şeyden ne kadar nefret edilirse o kadar nefret ederdi. "Yine asmış yüzünü yabani" derdi. O zaman da ben susmaz cevap verir, iyice gözlerine batardım. Katlanılmaz bir hâl alırdı evin içi.
Sayfa 30 - Armoni YayıncılıkKitabı okuyor
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.