"İSİMSİZ KADINLAR 2."
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir! Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
Boşluktayım... Henüz 10 yaşında iken babasını kaybetti… Üç kardeşi ile birlikte yetim kaldı. Annesi, gözleri görmeyen bir ama idi… Babasından geriye kalan sadece yoksulluk, yalnızlık ve yetimlikti… Çocuk yaşta hayatın tüm acılarıyla yüzleşen acı yüklü bir yürekti… Kız çocuğu olmanın zorlukları da ayrıca kendisini daraltıyordu… Fakat ne yaparsın,
Reklam
Lütfen çocuklarımıza vakit ayıralım..
" Sevgili Babama, 🙂🧸🎈 Sevgili babacığım. Bugün senin doğum günün Anneme "Bugün bana fazla para ver, babama hediye alacağım." dedim. O da bana "Mutlaka para verip hediye alman gerekmiyor, ona içinden geldiği gibi duygularını yaz, daha iyi olur. " dedi. Gerçi kendisi olsa mutlaka hediye isterdi ama neyse. Ben de bu yıl sana
'"Terbiyesiz" deyip anneme, babam kapıdan çıkalı 16 sene olmuş. Askere gitmek için bir kaç günüm vardı, Döndüğüm gün de dugun yapıp evlenecektim. Nisanlimlarda misafirlikteydik o gün. Affetmiş miydim babamı onu da bilmiyorum. Hala sol yanımda bir sancı ve bir utanç olduğunu düşünüyorum kendi adıma. Şimdi elimdeki yazıyı okudukça daha derinlere inip empati yapmaya, gidisine geçerli bir mazeret bulmaya calisiyorum. Az önce kargodan gelen bir zarfin içinden büyük boy bir sayfa mektup vardı elimde. Zarfin içinde de bir resmi babamın. Bir türlü çıkarıp bakmaya cesaret edemiyordum. Belki asıl korktuğum onun cökmüş halini görmekti. Çünkü elimdeki Son derece düzgün ve okunaklı yazılmış a4 kağıdı babamın ölümcül hasta olduğunu, bir kaç aylık ömrü kaldığını söylüyordu. Mektubu babamın yazmadigindan emindim, o yazmış olsaydı kargacık burgacık olur, asla okuyamazdim. Ben 40 yaşımda olduğuma göre şimdi 64 yaşında olmalıydı. Bir kaç dakikalığına çocukluk yıllarım geldi aklıma. Babamın iş dönüşünü bekleyisimiz, sokağın başında görünür görünmezde kardeşlerimle yola siralanisimiz geçti gözümden. Tabi en büyük çocuk olarak ilk ben varirdim yanına. Her gün tekrar eden bir olay olsa da o yaşta bir çocuk için her gün yaşadığı tarifsiz bir mutluluktu." Yukarıda bir kitabın giriş sayfası vardır. Sizce bu sayfa hangi yazarımıza aittir? a- Kemalettin Tuğcu b- Yusuf Atılgan c- Fakir Baykurt d- Ayşe Kulin e- Ferit Edgü f- Hiçbiri Not cevabımız pazartesi aksamidir.
Anneme Mektup
Ben bu gurbet ile düştüm düşeli, Her gün biraz daha süzülmekteyim. Her gece, içinde mermer döşeli, Bir soğuk yatakta büzülmekteyim. Böylece bir lâhza kaldığım zaman, Geceyi koynuma aldığım zaman, ..................
Umutsuzluğa Mektup
Son umudum sende anlıyor musun ? Uzun yıllardır görüşmüyoruz ama kalbimin en derinliklerinde hep sen vardın Füsun. Belki geç gelen bir itiraf ama bunca yılımı sana daha fazla zarar vermemek için böylesine suskun, böylesine perişan geçirdim. Senden hiç bir şey istemedim ya da isteyemedim bugüne kadar, başka çarem kalmadı beni anlayabilir misin ?
Reklam
102 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.