72 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Genç yaşta kanserden ölen kadın şairler kervanından , Didem Madak. Tıpkı
Naşide Göktürk
Naşide Göktürk
gibi. Büyük şairlerin hep erkek olduğu tabusunu bana göre yerle bir eden ablamız. Şiir, bir olmazı hiç değilse hayallerde oldurmanın yolu değilse nedir ? Hayatını merak edenler araştırabilir. Şiirini merak edenler okuyabilir. Zarifoğlu’nun “göç içimizedir” dizesini hatırlatan bir yolculuk.. Bu kitaptaki en özel şiirlerden biri de, “Enkaz Kaldırma Çalışmaları” şöyle diyor, Kalbim neden isli bir şehir? Kalbim ! Neden ben? Bir tek aşk sözü söylememiş gibiyim Kalbimi bıraktım bir yanıbaşımda Kanatlarımla hep böyle yalnız başıma Son şiirimi de kaybettim Kalbim ! Neden ben ? Son çocukluk resmimi de bir yabancıya gönderdim Bir diğeri, “Annemle İlgili Şeyler” kendi sesinden dinleyebilirsiniz kısa bir röportajla birlikte, beni en çok etkileyen dize ise, “ Bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı” bu nasıl bir yürek ve ifade ! youtube.com/watch?v=LGpbjWp... Velhasıl keşfetmekle bitmeyecek, tekrar tekrar okunup tükenmeyecek bir hazinedir Didem Madak, rahmet olsun..
Grapon Kâğıtları
Grapon KâğıtlarıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 201214.2k okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
"Bu kitapta yer alan şahıs ve mekanların gerçekle alakaları tamdır. Kahramanları hep yanlış ata oynayanlardır. Kediler, kadınlar, muhabbet kuşları, gözyaşları... hepsi sahiden vardır ve bir dönem yaşamışlardır. Şiirden hazetmeyenlet, Grapon Kağıtları'nı yılbaşı ve diğer ehemmiyetli günlerde evi süslemek için kullanabilirler ya da bir ruh
Grapon Kâğıtları
Grapon KâğıtlarıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 201214.2k okunma
Reklam
320 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Nerden başlasam, ne söylesem bilemiyorum. Kitabı okurken masal dinliyorum gibi geldi, bazen çocuk kitabımı bu dedim, konusundan ziyade anlatım tarzı çocuk kitabı diye düşünmeme sebep oldu. Tam çözebilmiş değilim sanki biri uzun uzun masal anlattı bana. Saray, imparatorluk ve kadın; bu üçlü olunca aklıma Hürrem Sultan geldi, İmparatoriçe Yehonala entrikalar içinden başarıya ulaşmış ve entrikaların kitabını yazacak kadar entrikalara hakim olmuş ve yönlendirmiş bir karakter. Sıradan bir kadının, cariyelikten, imparatoriçeliğe uzanan öyküsü (kadınlar gerçekten, çok büyük ???)... Okurken romanı, uzun sezonlar geçiren dizilere benzettim, o anlarda sıkıldım...Lakin kitap içinde yobazlık, hurafe inanışlar, bir imparatorluğun çöküşü (tarihsel olarak olayların araştırmasını yapmadım, anlatılan şeyler doğruysa Çin'in Avrupalılar tarafından işgali ve İmparatorluğun modernleşmeye kapalı kalması) ilginçti... Çeviri ile ilgili şaşırdığım anlarda oldu; "Daha sonra genç kız, tüyden kalemi eline alıp da ipek kağıda cızırdata cızırdata yazı yazmaya başladığı zaman…", "Allahım, beni annemle karımın bu şekilde birbirlerini yediğini görmek için mi yaşattın..." gibi cümlelerde sanki çeviriden çok bir Türk yazarın kaleme aldığı kitabı okur gibi hissettim. Bir de yayınevi hiç titiz çalışmamış, ilk defa bir kitapta bu kadar çok yazım hatası gördüm....(Okuduğum Avrupa Yakası Yayınları) Yazarı merak ettiğimde, Amerikalı, uzun süre Çin'de yaşamış ve Pulitzer Ödülü, Nobel Ödülü almış, bir sürü eser yazmış olduğunu öğrendim, çokta güzel bir kadınmış...
Çin Sarayında Bir Bakire
Çin Sarayında Bir BakirePearl S. Buck · Tutku Yayınevi · 2012135 okunma
24 öğeden 21 ile 24 arasındakiler gösteriliyor.