244 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Zorunlu Eğitime Hayır
Zorunlu Eğitime HayırCatherine Baker · Ayrıntı Yayınları · 2000160 okunma
Annenin çocukluk yılları...
Bir anne çocukluk yıllarında şiddet gördüyse otomatik şekilde o da çocuğuna benzerlerini uygular. Ve anne babasını karalamamak, kendisinin kötü biri olduğu hissine kapılmamak için yaptıklarını her fırsatta onaylar.
Sayfa 90 - Timaş
Jack London'ın Hayat Hikayesi
Bugün, "Vahşetin Çağrısı", "Beyaz Diş", "Martin Eden" gibi dünya klasiklerinin serseri ruhlu denizcisi ve Amerika'nın ilk ve tek proleter yazarı olarak gösterilen  Jack London'ın ölüm yıldönümü. Fabrikalarda işçi, denizlerde gemiciydi. Altın aramak için Alaska'ya giden yazar, ucuz otellerden, tozlu tren vagonlarından,
115 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hepimizin bir uzun hikâyesi vardır. Bazı benzerlikleri dışında her biri kendine özgüdür üstelik. Mustafa Kutlu birbirine tam olarak benzemez hikâyelerimizin esrarlı âlemine dalmış bir yazar. Modern bir anlayışla yazdığı klasik öyküleriyle edebiyatımızda hak ettiği bir yere sahiptir. Hem de çokça yıllardan beri. Uzun Hikâye adlı eseri onun önemli
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,1bin okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
"İlkin şu vatanda anlaşalım. Artık vatan kavramı da ikileşti. Biz onların vatanından kaçıyoruz. Özgürce soluyamadığımız, emeğimizle doyamadığımız, yönetimine katılamadığımız yerse eğer vatan, ben vatansızım. Salt coğrafya kitabı kandırmıyor artık beni. Korkuyla yaşıyamayız ki...." Birkaç ay önce Yordam Kitap'ın sitesinde "hasarlı
Acı Lokma
Acı LokmaFahri Erdinç · Yordam Kitap · 2013127 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Bu Dünya Soğuyacak Günün Birinde"
Memet Fuat eleştirmen, denemeci ve yayıncı kimliğiyle, şiir beğenisi ve seçimleriyle edebiyatımızın öncü isimlerindendir. Dört yaşındayken annesi Piraye Hanım’ın Nâzım Hikmet’le evlenmesi nedeniyle çocukluk yılları bu ikiliyle birlikte geçmiştir. Bu mektuplar 1943-1950 yılları arasında Bursa Cezaevi’nden yazılmıştır. Nâzım, edebiyatla yeni tanışan
Cezaevinden Mehmet Fuat’a Mektuplar
Cezaevinden Mehmet Fuat’a MektuplarNazım Hikmet Ran · Sözcükler Yayınevi · 2016267 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
yitmeseydi keşke
İnceleyecek olduğumuz eser, Vahan Totovents’in 1933 yılında “Կեանքի Հին Հռովմէական Ճանապարհի Վրայ”(Eski Roma Yolu Üzerinde Hayat)adıyla yayınladığı “anı-roman” kitabının kısaltılarak “Yitik Evin Varisleri” ismiyle 2002 yılında İstanbul’da yayınlanan nüshasıdır. Kitap Najda Demircioğlu tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Roman, yazarın öz yaşam
Yitik Evin Vârisleri
Yitik Evin VârisleriVahan Totovents · Aras Yayınları · 200227 okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Kitapta yazarın çocukluk, gençlik ve okul yılları anlatılıyor. Henry işsiz bir baba ile, az kazancı olan bir annenin çocuğudur. Çok sevgisiz bir ailede büyüyen Henry, babasından sürekli şiddet gören, yanlız bir çocuktur. Benim yazarla tanışma kitabımdı. Cinselliğin çok fazla olduğu bir kitaptı. Kitabı sevip sevememe konusunda karar veremedim. Keyifli okumalar.
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap Ayşe Şasa'nın çocukluk dönemini anlatmasıyla başlıyor. Ayşe Şasa'nın "Kız" çocuğu olarak dünyaya gelmesi ızdırabının başlangıcı oluyor. Oğlan çocuğu bekleyen annesi ona sütünü dahi vermek istemiyor. Böylece okuyucu için de sancılı bir okuma süreci başlamış oluyor. Ayşe Şasa'nın büyüme evresinde; kendi milli değerlerinden, dininden
Bir Ruh Macerası
Bir Ruh MacerasıAyşe Şasa · Timaş Yayınları · 20221,959 okunma
Sınıfta kaldığım o sene - Nihat Genç
Sınıfta kaldığım o sene (hikaye).......... (dikkat yazı çok uzundur) BİR
"İmamın manken kızı" dedik meseleyi sadece imtihâna bağladık. İmtihân oluyoruz elbette burada sıkıntı yok ama olaya bilimsel açıdan da bir göz atalım mı? İnsancıl Yaklaşım'ın önemli isimlerinden Maslow der ki: "Benim annem öylesine katı bir Katolikti ki ben ateist oldum." Katı Katolik bir annenin, oğlundan çok fazla beklentisi vardır. Bu beklentilerin getirdiği sorumluluk kişiye ağır geldiğinde durum ters teper ve kişi zıt (ters/negatif) kimlik oluşturur. Sonrasında istersen serbest bırak, artık geçmişler ola. O yüzden güven duygusu için bebeklik, kimlik için çocukluk yılları kritik dönemdir. Bunları öğrenmeliyiz. İnancımızı bilimle harmanlayarak yaşasak diyorum, çok mu ütopik?