"Türkçe'nin katli"(:
Vatandaş Ali Bey
"Vatandaş Ali Bey, sabah saat 7.00'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. Clear şampuan ve Dove sabunuyla duşunu aldı. Colgate ile dişlerini fırçaladı. Rowenta ile saçlarını kuruttu. Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi. Duffy kravatını takmayı unutmadı tabiî.. Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Aile fertlerine 'çav' deyip Hyundai otomobiline bindi. Blaupunkt radyosunu açarak, rock müziği buldu. Ağzına bir Polo şeker attı. Şehrin göbeğindeki Mega Center'daki ofisine varınca, Casper bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel'e girdi. Msn'de biraz chat yaptı. Ardında Mailbox'ındaki mailleri cevapladı. Sonra da Ofisboy'dan Nescafe'sini istedi. Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için Grissini yedi.
Ceza, istenmeyen davranışa geçici olarak bir nokta koyar, ama kurbanın onu hoşgörme egilimini kalıcı biçimde azaltmaz. Dahası, cezalandırmanın ruhsal-fiziksel yan etkileri, bireyin cezalandırıldığı davranış kadar istenilmez olabilir. Ruhsal terapi, büyük ölçüde, geçmişteki cezaların bireyi güçsüz bırakan, anti-sosyal sonuçlarıyla ilgilenir.
Bu dünyaya fırlatılmış olmak o kadar da kötü anlam içermemeli bence.
Devrimci hareket içinde, erkekler için düzenlenecek feminist bilinç yükseltme grupları da en az kadın gruplan kadar önemlidir. Eğer erkeklerin, gerek erkek çocuklarına gerekse yetişkin erkeklere, cinsiyetçiliği ve bunun nasıl dönüştürülebileceğini anlatan bilinç yükseltme grupları olsaydı, kitle medyasının feminist hareketi erkek düşmanlığı olarak
Sayfa 19 - bgst yayınları
ülkemizde psikiyatra gitmek bir eksiklik ve hoş olmayan bir durum olarak kabul ediliyorken, bir kişisel gelişim uzmanına gitmek ise bir üstünlük veyâ ayrıcalık pâyesi olarak görülebiliyor.
Sadece,"O",var,bir de aşk var....!
Fuzulî'nin dediği gibi,gerisi dedikodudan ibaret...
"Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım..."
#Mevlana
Sayfa 190Kitabı okudu
#Masum Değiliz#
Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece, Yalnızlık sevgili gibi..., ......boylu boyunca uzanıyorsa koynuna.. Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık her şeye, Anneni daha sık anımsıyorsan, hattâ anlıyorsan...
Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış, Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan, İçindeki çocuğa sarıl! Sana insânı anlatır!
Anti-otoriteryen ve özgürleştirici olarak tanımlanabilecek özerk ve özgür birey, kendisini geçmişinden ve sosyal dünyasından uzaklaştırıyor, "kendi yargısına dayanan", "kendisinden sorumlu", "gayeyi kendisinde bulan" bir benlik arıyordu. Bu yaklaşım, insanları kendi ahlak evrenlerinin sorumlu merkezi kılarken; sosyal bağları, gelenek duygusunu ve kendini gerçekleştirmenin ötesinde daha geniş gayeleri önemsizleştirerek "duygusal yalnızlaşma ve yabancılaşma" riskini beraberinde getiriyor.
Sayfa 152Kitabı okudu
Mutluhan İzmir ile Bir Söyleşi...
Psikiyatri bilim midir? Anti Psikiyatri ve Eleştirel Psikiyatri nedir? Antidepresanlar intihar oranını arttırır mı? Antidepresanlar kişiliği değiştirir mi? İnsan sadece biyolojiye indirgenebilir mi? Önceden ismi "Minimal beyin fonksiyonu" olan patoloji neden DEHB oldu? İlaç endüstrisi nedir? İlaç Endüstrinin Psikiyatri ile ilişkisi nedir? İlaç endüstrisi var da Terapi endüstrisi yok mu? Beyin Mükemmel midir? Modern psikiyatri Freud un psikanalitik yönteminden saptığı için Anti
Psikiyatri midir? Psikiyatrinin kutsal kitabı olan DSM in ilaç endüstrisi ile ilişkisi nedir? İnsanlar sadece ilaçlarla tedavi olabilir mi? DEHB için ilaç kullanımı neden arttı? Her dikkat eksikliği DEHB midir? DEHB ilaçları güvenli midir? Aile dizimi ve Jung neden mistiktir? Kendimizi DEHB vas olarak tanımlama aslında sorumluluktan kaçma ile mi ilgilidir?.. gibi sorulari Psikiyatrist Mutluhan İzmir ile konuştuk. Bu söyleşi yakında "psikoteoridergisi" nde yayımlanacak... Takipte kalın...
-20.10.2022
Anlattığım senin hikayen ,ne gülüyorsun...
“...tedavi; inanmak ve kabullenmekle başlar.”
Sayfa 89 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
“...kültürel belleğin ölümü, kelimelerin ölümüne; kelimelerin ölümü, dilin ölümüne; dilin ölümü, duygu ve düşüncelerin ölümüne; duygu ve düşüncelerin ölümü de bir ülkenin milli birlik ve beraberliğinin, yani ulusal bağımsızlığının tamamen ortadan kaldırılabilmesine gebedir.”
Sayfa 29 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu