Galieo Galilei yetmiş, Isaac Newton'sa seksen dört yaşına kadar yaşadı; Michelangelo'ysa antibiyotik, aşı ya da organ nakillerinin yardımı olmadan seksen sekizine kadar sapasağlam ayaktaydı. Hatta ormandaki şempanzeler bile bazen altmışlarına kadar yaşayabilirler.
Sayfa 39 - Kolektif Yayınları | 17.Baskı 2019Kitabı okuyor
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Reklam
Bütün hayvanların sindirim sistemleri her birine özel olarak verilen rız­ka uygun yaratılmıştır. Bu sebeple hayvanlar, sadece onlara özel yiyecekle­ri hazmedebilir. Doğal beslenen hayvan sağlıklıdır, eti, yağı, kemikleri te­mizdir. Fakat günümüzde hayvanlar hormon, antibiyotik, protein ve vita­minlerle, rekombinant-DNA yöntemiyle üretilmiş katkı maddeleri ve koru­yucular bozulmayı önleyiciler ve daha pek çok katkı maddesi, yemek artık­ları, tarihi geçmiş cips, bisküvi, kek, vb. içeren yemlerle beslenmektedir. Neticede insan gibi hastalanan hayvan, tıpkı insan gibi ağır ilaç teda­visi görmeye başlamaktadır. İlaç tedavisi gören hayvanın eti, yağı, kemik­leri yukarıda anlattığımız faydalardan yoksun kalır, hatta sağlık için tehdit oluşturur. Bu nedenle et alırken, özellikle kemik, yağ, karaciğer, böbrek, kalp ve beyin tüketirken, bunlardan henüz etkilenmemiş genç hayvanların etini tercih etmek gerekir.
Yirminci yüzyılda endüstriyel araştırmalar ilaç üretimi alanında hız kazandı. Anestezik ve antibiyotik ilaçlar milyonlarca insanın yaşamını kurtarmanın yanı sıra gelişmiş ülkelerde insan yaşamının uzatılmasında; doğurganlık üzerinde kontrol sahibi olunması ise eski çağlardan beri süregelen sabit alışkanlıkların ve uygulamaların değiştirilmesinde rol oynadı
Kendinize 20.yüzyılın en etkili keşfinin ya da yaratımının ne olduğunu sorun.Antibiyotik gibi bilimsel keşifler,bilgisayarlar gibi teknolojik buluşlar,feminizm gibi ideolojik yaratımların bulunduğu uzun bir aday listesi arasında yanıt bulmak oldukça zor olacaktır.Şimdi de kendinize 20.yüzyılda İslam ya da Hristiyanlık gibi geleneksel dinler tarafından ortaya konulmuş en etkili keşfin ya da yaratımın ne olduğunu sorun.Seçecek pek bir şey olmadığı için bu da yanıtlaması çok zor bir sorudur .Rahipler,hahamlar ve imamlar 20.yüzyılda antibiyotikler,bilgisayarlar ve feminizmle aynı kefeye konulabilecek ne buldular ?Evet ışid belki youtube'a video yüklemeyi biliyor ,ama işkence endüstrisi dışında Suriye ve Irak'tan son dönemlerde ne gibi yenilikler doğdu ?
Antibiyotikler ve diğer mikrop öldürücü ilaçlar, 20. yüzyılın en büyük atılımlarındandı ve sayısız hayat kurtardılar. Ancak, her antibiyotik kullandığımızda bu mikroplardan birinin direnç kazanma şansını artırıyor, rakiplerini de öldürüyoruz. Bir tahmine göre, her yıl zaten 700 bin kişi antibiyotiğe dirençli hastalıklardan ölüyor.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
Corona nın çağrısı yapılmış bu kısımda
Birçokları bunun geçici bir zafer olduğunu ve Kara Veba'nın tanımadığımız bir akrabasının bir köşede sinsice beklediği korkusuyla yaşıyor. Salgınların tekrar artmayacağının garantisini vermek mümkün değil elbette ancak doktorlarla mikroplar arasındaki silahlanma savaşında doktorların daha hızlı ilerlediğini söylemek mümkün. Yeni bulaşıcı hastalıklar sıklıkla patojenlerin mutasyona uğraması sonucu ortaya çıkıyor. Bu mutasyonlar sayesinde hayvanlardan insanlara geçen patojenler, aynı şekilde insanların bağışıklık sistemini çökertiyor ya da antibiyotik benzeri ilaçlara karşı direnç geliştirmesine sebep oluyor
20. yüzyılda ilk iki dünya harbi arasındaki devrede 1935'te Domagk tarafından sülfonamidlerin keşfi ve 1929'da Fleming'in penisilini keşfi ile antibiyotik çağı doğarak tıp ilmi birçok mikrobik hastalıklara karşı çok etkili silahlar kazanmış oldu.
Hümanist Devrim
Biyologlar doğum kontrol ilaçları geliştirirken Papa bu konuda ne yapacağını bilemiyor. Bilgisayar mühendisleri interneti geliştiriyor ve hahamlar, Ortodoks Yahudiler internette gezinebilir mi, bunu tartışıyor. Feminist düşünürler kadınları kendi bedenlerini sahiplenmeye çağırırken, ezbere konuşan imamlar bu kışkırtıcı fikirlerle nasıl başa çıkacaklarına kafa yoruyorlar. Kendinize 20. yüzyılın en etkili keşfinin ya da yaratımının ne olduğunu sorun. Antibiyotik gibi bilimsel keşifler, bilgisayarlar gibi teknolojik buluşlar, feminizm gibi ideolojik yaratımların bulunduğu uzun bir aday listesi arasında yanıt bulmak oldukça zor olacaktır. Şimdi de kendinize 20. yüzyılda İslam ya da Hıristiyanlık gibi geleneksel dinler tarafından ortaya konulmuş en etkili keşfin ya da yaratımın ne olduğunu sorun. Seçecek pek bir şey olmadığı için bu da yanıtlaması çok zor bir sorudur. Rahipler, hahamlar ve imamlar 20. yüzyılda antibiyotikler, bilgisayarlar ve feminizmle aynı kefeye konulabilecek ne buldular? Bu iki soru üzerine kafa yorduktan sonra 21. yüzyılın en köklü değişimlerinin nereden başlayacağını sorun kendinize: IŞID’den mi, yoksa Google’dan mı? Evet IŞID belki YouTube’a video yüklemeyi biliyor, ama işkence endüstrisi dışında Suriye ve Irak’tan son dönemlerde ne gibi yenilikler doğdu?
Sayfa 479Kitabı okudu
1914 baharında liberal bir yolda hızlanan insanevladının yanlış yöne sapıp çıkmaz bir sokağa girdikten sonra yolunu yeniden bulması için seksen yıl geçmesi ve üç korkunç dünya savaşı yaşanması gerekti. Elbette tüm bu zamanın boşa geçtiğini söylemek yanlış olur; antibiyotik, nükleer enerji ve bilgisayar gibi teknolojiler kadar feminizm, sömürgeciliğin çöküşü ve özgür seks gibi sosyal olguları da var etti bu yıllar. Hepsi bir yana, liberalizm bu deneyimlerden sonra olgunlaşarak, geçen yüzyıla kıyasla çok daha ağırbaşlı bir hale büründü. Sosyalist ve faşist rakiplerinden gördüğü eğitim, sağlık ve sosyal hizmet gibi çeşitli fikirleri ve kurumları da kendine kattı. Ancak liberalizmin özü şaşırtıcı şekilde pek de değişmedi. Hala bireysel özgürlükleri her şeyin üstünde tutup kutsayan ve seçmenlere ve müşterilere sarsılmaz bir güven duyan liberalizm, 21. yüzyılda yoluna tek başına devam ediyor.
Reklam
2015’te doktorlar Teixobactin adında, henüz bakterilerin direnç geliştirmediği yepyeni bir antibiyotik tipinin bulunduğunu açıkladı. Bazı biliminsanları Teixobactin’in çok dirençli bakterilere karşı ezber bozan nitelikte olduğunu düşünüyor.21 Biliminsanları bilinen tedavi yöntemlerinden farklı işleyişi olan yeni metotlar üzerinde çalışarak ilaç teknolojisinde devrim yaratacak yeni buluşlara imza atıyor. Bazı araştırma laboratuvarları, damarlarımızda dolaşarak hastalıkları teşhis edip patojenleri ve kanserli hücreleri yok edecek nanorobotlara ev sahipliği yapmaya çoktan başladı bile.22 Mikroorganizmalar organik düşmanlarıyla savaşlarında 4 milyar yıllık bir deneyime sahip olsalar da, biyonik avcılara karşı kelimenin tam anlamıyla deneyimsiz olduklarından etkin savunma geliştirmekte zorlanacaklardır.
Salgınların tekrar artmayacağının garantisini vermek mümkün değil elbette ancak doktorlarla mikroplar arasındaki silahlanma savaşında doktorların daha hızlı ilerlediğini söylemek mümkün. Yeni bulaşıcı hastalıklar sıklıkla patojenlerin mutasyona uğraması sonucu ortaya çıkıyor. Bu mutasyonlar sayesinde hayvanlardan insanlara geçen patojenlerin aynı şekilde insanların bağışıklık sistemini çökertiyor ya da antibiyotik benzeri ilaçlara karşı direnç geliştirmesine sebep oluyor. İnsanın çevre üzerindeki etkileri yüzünden bugün bu tip mutasyonlar büyük ihtimalle daha sık meydana geldiği gibi geçmişe kıyasla daha da hızlı yayılıyor.19 Yine de tıbba karşı yarışta patojenler şansa bel bağlamak zorundalar.
Yeni bulaşıcı hastalıklar sıklıkla patojenlerin mutasyona uğraması sonucu ortaya çıkıyor. Bu mutasyonlar sayesinde hayvanlardan insanlara geçen patojenler, aynı şekilde insanların bağışıklık sistemini çökertiyor ya da antibiyotik benzeri ilaçlara karşı direnç geliştirmesine sebep oluyor. İnsanın çevre üzerindeki etkileri yüzünden bugün bu tip mutasyonlar büyük ihtimalle daha sık meydana geldiği gibi geçmişe kıyasla daha da hızlı yayılıyor.
Genel kanının aksine, yetmişlerini görenler geçtiğimiz yüzyıllarda da nadir rastlanan ucubeler gibi karşılanmıyordu. Galileo Galilei yetmiş, Isaac Newton'sa seksen dört yaşına kadar yaşadı; Michelangrlo'ysa antibiyotik, aşı ya da organ nakillerinin yardımı olmadan seksen sekizine kadar sapasağlam ayaktaydı. Hatta ormandaki şempanzeler bile bazen altmışlarına kadar yaşayabilirler.
Sayfa 39 - kolektifKitabı okudu
2015'te doktorlar Teixobactin adında, henüz bakterilerin direnç geliştirmediği yepyeni bir antibiyotik tipinin bulunduğunu açıkladı. Bazı biliminsanları Teixobactin'in çok dirençli bakterilere karşı ezber bozan nitelikte olduğunu düşünüyor.
Sayfa 25 - kolektifKitabı okudu
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.