_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
giriş
Bugün hem Batı hem de İslam dünyası, İslam medeniyetini geçmişe ait bir olgu olarak düşünmektedir. Biz, Antik Mısır ve Roma medeniyetlerine benzer şekilde İslam medeniyetinin de bir Altın Çağa yani ikinci/sekizinci asırdan başlayarak altıncı/on ikinci asra kadar süren bir refah ve keşifler dönemine sahip olduğunu düşünür ve bu asırları takip eden
Sayfa 17 - Klasik Yayınları, 2. Baskı
İslam aydınlanmasının Einstein'ı: El-Razi
Uzun süredir savaş, yıkım ve sefaletin kol gezdiği İslam coğrafyası, yüzyıllar öncesinde bolluk ve refah içerisinde yaşamaktaydı. Antik Yunan metinlerinden yapılan bilimsel ve felsefi çeviriler, özellikle de Arap coğrafyasında inanılmaz bir yükselişe ve toplumsal refaha yol açmıştı. Şimdi unutulmuş gibi görünen bu bilimsel ve felsefi birikim,
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir.
_Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
TIB’BIN SEMBOLÜ ÇİFT YILAN ın hikayesi antik çağa dayanır. Asklepionlar, sadece topraklarımızın değil,Antik çağın kurulan ilk hastaneleridir.Bu hastaneler ,çok tanrılı dönemde,M.Ö.4 .yy ‘ın ikinci yarısında sağlık tanrısı Asklepios için yapılır.Bu hastaneler,o dönem dünyanın tüm hekimlerini yetiştiren araştırma ve deney merkezi ve aynı zamanda şifa noktası olan tıp okullarıydı.Kapısında “ölümün girmesi yasaktır”yazan bu binalara ölmek üzere olan hastaların alınması yasaktı.Hastalar buraya girmeden temizlenir,dinlendirilir ve uyuması sağlanırdı.Gördüğü rüya ile tedavisi yönlenir ve buna göre yardımcı olunurdu.Bir rivayete göre birgün ,ölmek üzere olan bir hasta bu hastanenin kapısına gelir ancak içeri kuraldan ötürü alınmaz.Acı çeken hasta yerde yatarken kapı girişindeki bir taş oyuğundan süt içen iki yılan görür,yılanlar sütü içtikten sonra zehirlerini bırakmışlardır.Acı içinde kıvranan adam ,ölüp acısına son vermek için bu oyuktaki zehirli olduğunu düşündüğü sütü içer.Ancak ölmek yerine iyileşince,yılan zehrinin tedavi edici yönü keşfedilir.Bu olayla o dönemin en ünlü hekimi hekimler imparatoru namlı Bergamalı Galenos ,Asklepionların sembolünün bu iki yılanın iyileştiriciliği olmasına karar verir.Bu yılanlar o Asklepionun giriş sütununa işlenir.Bugün Bergama müzesinde görebileceğiniz bu sütun ,tüm dünyada eczacılığın ve tıbbın sembolü olan sarılmış çift yılanın atası olarak gerçek yurdunda bu en eski hikayesini yaşatmaya devam etmektedir.