Bu iki süreklilik, salt algılarımızın onları özdeşleştirmesidir
Hareket, kendi sürekliliğini uzamsal yayılımın sürekliliğinden alır. Zaman ise sürekliliğini, hareketin sürekliliğinden alır. Böylece Aristoteles'in zaman anlayışı hareket anlayışına bağlıdır. Zamanın formel tanımı da şöyledir: Zaman, önceye ve sonraya göre hareketin sayısıdır.
Reklam
Demokritos Atomculuğu...
Hiçlikten hiçlik çıkar. Evrenin temel öğeleri sonsuz, değişmez ve görünmez birimler, yani atomlardır. Bunlar sayıca sonsuzdur, içinde hiçbir şey olmayan ve sınırsız bir uzama yayılan boşlukta devinirler. Boşluk olmasaydı, devinim mümkün olmazdı. Bu devinim bir başlangıca sahip değildir ve bütün atomlar içsel olarak aşağıya doğru sabit ve eşit bir hızla hareket ederler. Ama bazen sapar ve birbirleriyle çarpışırlar ve gökteki ve yerdeki her şey, atomların bu çarpışmalarından meydana gelir.
Gorgias "Var olmayan Üzerine"...
Eğer düşünce nesneleri varlık taşıyan şeylerse yalnızca varlık taşıyan şeyler düşünmenin nesneleri olabilirler. Ama düşünce nesneleri varlık taşıyan şeyler değildir; aksi durumda bir kez düşünülen her şey bu durumda olurdu.
Ona göre birçok evren vardır ve birbirinin karışımıdır
Demokritos'a göre atomlar ve boşluk yegâne iki gerçekliktir: Suya, ateşe, bitkilere ya da insanlara baktığımızda gördüğümüz şey, atomların boşluktaki kümelenmelerinden ibarettir. Algıladığımız duyusal nitelikler gerçek değil, uzlaşıma dayalı şeylerdir.
Big Bang'in öncüsü Anaksagoras'a göre evrenin başlangıcı
Her şey birlikteydi; sayıca sonsuz ve küçüklükte sonsuz, çünkü küçük de sonsuzdu. Her şey bir arada iken küçüklüklerinden dolayı hiçbir şey ayırt edilemiyordu. Her şey, hava ve eter altındaydı, bu ikisi de sonsuzdu. Bu ilksel yığın dönmeye başladı, etrafındaki eterle ve havayla savruldu. Bunlardan yıldızlar, Güneş ve Ay oluştu. Bu dönüş, yoğun olanın seyrek olandan, sıcağın soğuktan, kurunun nemliden ve aydınlığın karanlıktan ayrılmasına yol açtı. Ama bu ayrım asla tamamlanmadı ve bugün de her şeyde diğer her şeyden bir miktar bulunur.
Reklam
Diyalektik bağlantı
Hegel'in Herakleitos'ta en çok etkilendiği şey; evrenin hem bölünür hem bölünmez, hem sonradan oluşmuş hem sonradan oluşmamış, hem ölümlü hem ölümsüz olduğunu söylediği fragmanlarda görüldüğü gibi, karşıtların birliği konusundaki ısrarlı ifadeleridir. Karşıtların bu özdeşleştirimi, bazı doğrulukların göreli olduğuna ilişkin ifadelerde açık biçimde ortaya konur.
Pisagorcuların, evrenin formel nedenlerine eğilmiş bir araştırmayı kapsar
Pythagorasçılar, dünyanın tarifesindeki maddi içeriği oluşturan maddelerden ziyade, tarifedeki sayısal oranlarla ilgilenmekteydiler. Aristoteles, onların sayısal öğelerin, nesnelerin öğeleriyle aynı olduğunu ve tüm göklerin müzikal bir uyum içinde bulunduğunu ileri sürdüklerini söyler.
Anaksagoras, Lampsakos'taki sürgün günlerinde insanlığa son bir ihsanda daha bulunur: okul tatili fikrini keşfeder. Şehir yöneticileri kendisine onu nasıl onurlandırmalarını istediğini sorduğunda, öldüğü ay çocukların okula ara vermelerini istediğini söyler. (Metinlerinde şemalar kullanan ilk yazar olarak bilim öğrencilerinin şükranlarını zaten kazanmış bulunuyordu.)
'Devlete ihanet asla başarıya ulaşamaz. Neden mi? Çünkü başarıya ulaşırsa kimse ona ihanet demeye cesaret edemez.'
Reklam
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
Aristoteles tarihte bir araştırma kütüphanesi kuran ilk insandır ve bu, kendi kitaplığındaki bir avuç eserden oluşan bir kitaplık değildi, meslektaşları tarafından da kullanılabilen sistemli bir koleksiyondu ve sonraki nesillere devredilmişti.
Sayfa 116Kitabı okudu
Örneğin Aristoteles, yazdığı son diyalog olan Eudemos'ta, Platon'un Phaidon diyaloğundakine yakın bir ruh anlayışı ortaya koyar. Ruhun beden unsurlarının uyumu olduğu savına şiddetle karşı çıkar; onun bir ceset içinde hapsolduğunu ve bedenen ayrıldığında daha mutlu bir hayat sürebileceğini iddia eder. Ölüm, yaşamdan daha kutlu ve mutluluk vericidir, daha yetkin ve iyi olmak anlamına gelir. Tüm erkekler ve kadınlar için hiç doğmamış olmak en iyisidir ama bir kez doğmuşsak ikinci iyi olan -insanlar için en iyi seçenek- mümkün olduğunca çabuk ölmektir. Ölüm insanın gerçek yuvasına dönmesidir.
Gorgias'ın 'Var Olmayan Üzerine' isimli eseri üç kuşkucu sonuç doğuran üç argüman içerir: bunlardan ilki "hiçbir şey yoktur"; ikincisi "olsa da kimse bilemez"; üçüncüsü ise "bilse de kimseye aktaramaz" şeklindedir.
274 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.