Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Antika Leyla

Antika Leyla

Antika Leyla

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Etrafım Aptallarla Dolu
Etrafım Aptallarla DoluThomas Erikson
7.9/10 · 107 okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
İnsan Özgürlüğe Mahkumdur
İnsan Özgürlüğe MahkumdurHamza Celaleddin
7.6/10 · 223 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İyi ruhlara ihtiyacım yok, tek istediğim bir suç ortağı.”
67 syf.
·
Puan vermedi
·
726 günde okudu
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü
7.5/10 · 16,6bin okunma
Reklam
“İki insanın birleşmesindeki sonsuzluk özü olmalı insan yaşamının…Bizi saran sıcaklığın. Soğuyan gecelerin. Ve geceleri bürüyen yıldızların. İki insanın sarılarak geçirdiği bu sarsıntı özü olmalı evrenin. Sonsuza dek varan, var eden, yaşatan, yaşamı ileri çağlara doğru devreden bu birleşme…”
“Yıllar, olaylar beni hiç yıpratmamış, aksine duygularıma yön vermiş. Güzelin, bir insanı sevmenin, bir insanın tenini okşamanın, bir insanla birleşmenin kutsallığını, bu kutsallığın tadına varmayı öğretmiş bana. Yatmaların hepsi aynı güzellikte değildir. Düşünüldüğünde insanın tüm bedenini titreten, boşalmaya vardıran yatmalar vardır.”
“Yaşam, mutlak tutkularla dolu. Yaşamı sevmekle birlikte ölüme alışmak da büyüyor, gelişiyor. Güzellikler kazanıyor. Bu sevgiyi nasıl rahatlıkla uğurluyorsam, yaşamı da o denli rahat, o denli güzel uğurlamalı. Sevgilerimi doyumla devretmeliyim.”
“O yaz günü, Sirkeci Garı’nda Günk’ü geçirirken insanı ve erkeği öğrenmenin bu denli güç olduğunu hiç bilmiyorum. Erkeği öğrenmek için, çok erkek tanımak gerektiğini de bilmiyorum. Mutluluğun, insanın kendi kendisiyle hoşnut olması ile başlayacağını da bilmiyorum.”
“(Hepimiz erkeklerle duyacağımız boşalmanın daha çok daha başka, çok daha erişilmez bir duygu olduğunu düşlüyoruz. Bunu bekliyoruz. Sıkıntılarımızın özünde, bu yasaklanan duygunun özlemi yatıyor.)”
Reklam
“Arkadaşlarıma belli etmemeye çalışıyorum. Onlar şakacı, özgür “beni” arıyor. Bulamıyor. Onların dünyasında iniş çıkışlar bu denli büyük değil. Onların dünyasında coşku delilik derecesine varmıyor. Onların dünyasında bunalım ölüm korkusuna, belki de ölüm isteğine dönüşmüyor. Onlar yemek yemeyi her zaman seviyor. Düzenli yemek yiyorlar. Duygusal coşkular yemek gibi beslemiyor onları. Onlar işlerine inanmış. Onlar “başkaldırıyı” savunurken, belli bir düzenin akışındaki yerlerini korumaya çalışıyorlar. Onlar dolmuşa biner gibi evlenip, iner gibi boşanmıyor.”
“Neden bunalımları çözümleyemiyoruz? Neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? Yirmi yaşlarının başındaki insanlar böyle mi olmalı? Sevişmek için, ilkin nikah imzası mı atılmalı? Ya da yalnız kalıp, yıllar yılı erkek-kadın özlemiyle kendi kendilerine mi boşalmalılar? Erkekler, kadın resimlerine mi bakıp heyecanlanmalılar? İlk kadını genelevde mi tanımalılar? Karı-kocalar birbirlerinin gövdelerine “mal” gözüyle mi bakmalı? İnsanın doğal yapısı bu davranışlarının tümüne aykırı. Bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor. Çarpılıyor.”
“Sabaha dek elimi tuttu. Demek onun için büyük bir sevgiyim.”
200 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.