Ne kadar harika bir gün. Çay mı demlesem kendimi mi assam karar veremiyorum.
- Anton Pavloviç Çehov
Bayağılıklar gençlik çağında insanlarda pek göze batmaz, hatta hoşa bile gidebilir. Ama zamanla insanı dört bir yandan kuşatır, boz bir duman gibi beynine siner, zehir olup kanına karışır; bayağılığa aldırmayan kişi pasın yediği eski bir tabelaya döner. Tabelada bir şey yazılıdır ama okuyana aşk olsun!
Sayfa 355Kitabı okudu
Çehov'un tiyatro hakkındaki fikirleri.
"Konu da neymiş? Piyeste konu filan gerekmez! Yaşamın içinde konu var mı? Her şey birbirine karışmıştır şu dünyada: Derin olanla sığ, yüce olanla bayağılıklar, ağlanacak şeylerle gülünecekler... Beyim, sizler alışılmışın dışına çıkamıyorsunuz, geleneksel değerlerle gözleriniz bağlanmış, yerleşik beğenilerin tutsağı olmuşsunuz. Oysa yeni biçimler gerekli, yepyeni biçimler!"
Sayfa 246Kitabı okudu
Bu şaşmaz bir kuraldır, yaşamın tüm girdi çıktılarını bilme durumu, iyi ve kötü yanlarını bizzat kendiniz tatmadıkça gerçekleşmiyor.
Sayfa 225Kitabı okudu
"Eğer aşk varsa onunla boğuşma da vardır. Yoksa ikisi de yok."
Sayfa 167Kitabı okudu
''Yazar dediğin, çevresini durmadan kolaçan eden, gözleyen, keskin görüşlü kişidir. Bu özellikler kendinde yoksa bile uğraşıp didinerek benimsemek, alışkanlık durumuna getirmek zorundasın.''
Sayfa 99Kitabı okudu
''Yazma sanatı özellikle nasıl yazılacağını değil, kötü yazılanı çıkarıp atma sanatını içerir.'' Yazı yazmaya başlayanlar için çoğu kez bu durum söz konusudur; ölgün, beylik, basmakalıp anlatımlardan kaçma yeteneğini gördüğümüz toy yazarlara bu açıdan yaklaşmak gerekir.
Sayfa 71Kitabı okudu
Çehov, genç bir yazara yazma üzerine fikirlerini aktarıyor
''Bir dilencinin yoksulluğunu vurgulamak için çok söz harcamanın, onun zavallı, mutsuz görünüşünü uzun uzadıya anlatmanın gereği yok. Üstündeki entarinin soluk, güneş yanığı bir renk aldığını söz arasında belirtivermek yeterlidir.''
Sayfa 70Kitabı okudu
Çehov, başına talih konduğu için çabucak olgunluğa erişiveren şımarık çocuklardan değildir, onun başarı kazanması çok ağır çalışma koşulları altında, yavaş yavaş gerçekleşmiştir.
Sayfa 62Kitabı okudu
Çehov'un biraz değiştirerek anlattığı öykülerin tümü aslı astarı olmayan uydurmalar, temelsiz alaylar değil; insanın içini karartan Rus gerçekçiliğinin, bizim gerçeklerimizin onaylanmasının açıkça dile getirilmesiydi.
Sayfa 38Kitabı okudu
“Ne yapabiliriz? Yaşamak gerek. Yaşayacağız Vanya Dayı. Çok uzun günler, boğucu akşamlar geçireceğiz. Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız. Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz. Ecel saati gelip çatınca da, uysalca öleceğiz ve orada, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz…
Dinleneceğiz, dinleneceğiz! Melekleri dinleyeceğiz, elmaslar gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz. Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştanbaşa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşayış gibi dingin, yumuşak, tatlı olacak. İnanıyorum, inanıyorum buna.”
Vanya Dayı
-Anton Pavloviç Çehov
