Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
hiçbir yolun sonunda hiçbir şey yoktu. her yer dünyaydı. başka hiçbir alt başlık yoktu.
üstümden parça parça attığım bütün gerginlik tek bir parça olarak bir seferde yeniden üstüme yapıştı. tanıdık sıkıntılar, üzerimde emanet gibi duran huzurun yerini almıştı tekrar.
Reklam
çevremi saran her istikamet süratle anlamsızlaştı. sokaklarda yaşayan evsiz ve amaçsız bir adam için olduğu gibi, gidebileceğim her yön eşdeğerdi. hiçbir yolun sonunda hiçbir şey yoktu.
sahip olduğum nesneleri sınıflara ayırıp farklı kutulara yerleştirmek, bir tür hayatımı gözden geçirme ayinine dönüşmüştü. geçmişle hesaplaşma yöntemi olarak kolileme egzersizi... her kategoriyi paketlerken onunla aramdaki mesafeyi yeniden ölçüyordum.
kanepenin ayakucundaki kare desenli, kahverengi battaniyeyi üzerime serdim. “örtmedim”, “serdim”; kendimi bir masa kadar cansız hissediyordum çünkü.
kalabalığı sevmiyordu. kalabalık enerjisini emiyordu. içinde çok insan olan her yer onu dışlıyordu.
Reklam
ipleri başucumdaki saatin saniye çubuğuna bağlı bir kukla gibi hızla çekilmeyecektim artık yukarı. ipler kopmuştu. başucumdaki saatli bomba, alelade bir süs eşyasına dönüşmüştü. artık beni telaşlandıramazdı.
hayata karışmanın yoruculuğu ve tatmin ediciliği ayakkabıların içinde. hayattan kopmanın dinginliği ve tedirginliğiyse terliklerin.
"Bu ani manevrayla, bir an için bütün iç dengem altüst oldu. Çevremi saran her istikâmet süratle anlamsızlaştı. Sokaklarda yaşayan evsiz ve amaçsız bir adam için olduğu gibi, gidebileceğim her yön eşdeğerdi. Hiçbir yolun sonunda hiçbir şey yoktu. Her yer dünyaydı. Başka hiçbir alt başlık yoktu. Çakılıp kaldığım yerden, çevremdeki herkesin kendinden emin adımlarla bir tarafa doğru ilerlediğini fark ettim. Hepsinin varmayı hedeflediği bir nokta vardı. Dünyanın yüzeyinde seğirten amaçlı parazitler..."
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Ev dışında kapısından içeri girebileceğim hiçbir yer yoktu.”
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"“Filtre kahve lütfen” dedim. Sesim bir tuhaf çıkmıştı. Başka birinin sesi gibi... Yüzünü bilmediğim fakat sesine aşina olduğum bir dublaj sanatçısı tarafından özensizce seslendirilmiştim sanki. Son zamanlarda, ne zaman ağzımı açsam bu uğursuz duyguya kapılıyordum. Özellikle de tanımadığım birilerine bir şey söylerken... Kendimden çıkmasını hayal ettiğim sesle, çıkan ses birbirini tutmuyordu. Hayal ettiğim ses daha yumuşak, daha ılımlı, daha dinlendirici, daha güzeldi. Çıkan ses sivri, huzursuz, yorucu, sinsi ve en kötüsü yabancıydı. Tiksintiyle öksürerek boğazımı temizledim."
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
"Kalabalıksa denetimsizlikti. Denetimsizliği seviyordu. Kalabalığı sevmiyordu yine de. Kalabalık enerjisini emiyordu. İçinde çok insan olan her yer onu dışlıyordu."
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Boşluk
Topuklarından başlıyor at ölmeye.. Kuyu demem, Züleyha kıskanır. Apartman boşluğu bir yalnızlık...
Sayfa 39
"inşaat halinde bir bina düşün," dedim. "ve ben de kendimi onun çatısından aşağı atarak intihar etmeye karar vermiş olayım. eğer merdivenlerin parmaklıkları henüz inşa edilmemişse, inan bana, basamakları apartman boşluğu tarafından değil, duvar tarafından tırmanırım. hiçkimse ölene kadar ölüme hazır değildir."
Sayfa 66 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.