Aşkın tarifini o gün şöyle
yapardım: insanın kendisini aptal gibi hissetmekten
hoşlanabilmesi. Jülide olsa, şu yanıtı verirdi: "Senin değil, karşındakinin aptal olup olmadığı önemli olan."
Ertuğrul, sürdürürdü: "Aptal gibi hissetmek kime yakışıyorsa o öyle hissetsin. Bazısına yakışır çünkü."
Fırat, noktayı koyardı: "Aptal aptallığında dirense bilge olurdu. Kimin sözüydü şimdi hatırlayamadım."
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında.
Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM
SONSUZ SABIR
Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti.
Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Aşkın tarifini o gün şöyle yapardım: İnsanın kendisini aptal gibi hissetmekten hoşlanabilmesi. Jülide olsa, şu yanıtı verirdi: "Senin değil, karşındakinin aptal olup olmadığı önemli olan."
Ertuğrul, sürdürürdü: "Aptal gibi hissetmek kime yakışıyorsa o öyle hissetsin. Bazısına yakışır çünkü."
Fırat, noktayı koyardı: "Aptal aptallığında dirense bilge olurdu. Kimin sözüydü şimdi hatırlayamadım."
Hepimizin bir kişiliği var. Peki gerçekten bir kişilikten mi oluşuruz?
Kitabın konusu çok orijinal, başladığımda belki bu tür bir konu ile ilk kez karşılaşmış olmamdan kaynaklı, büyük bir şaşkınlık yaşadım.
Sandığımız kişi, sanmadığımız kişi, sandıkları kişi... Hepsi bir kişi mi, yoksa her birimiz birçok kişi miyiz? Herkes bizi, bizim
YOLDA hızla kayan limoni renkli lüks arabanın bayan sürücüsü, bir terslik olduğunu hissedip frenlere yüklenir. Arabadan inince ön lastiğin patladığını görür. Hiç zaman kaybetmeksizin tamirata hazırlanır: yani, birini bekliyormuş gibi gelip geçen arabalara bakınır. Kadının bir sorunla karşı karşıya olduğunu gösteren bu evrensel işareti («erkek
Bu yüzyılın insanlarını en iyi tanımlayan cümleye yer veren kitap; “Biz tarihin ortanca çocuklarıyız.”
Her şey bu noktaya kadar biz henüz doğmadan gelişti ve bu karanlığın ortasına doğduk. Dünyada kahraman sayısı giderek azalmakta çünkü bu karanlığı alt edebilecek güçte olmak çok zor. Başta hepimizin hedefi sabit oluyor, kendimize ait bir yuva