Kırma bir türüz, geçmişimiz tüy yumağı gibi karmakarışık, kökenlerimiz belirsiz, kavgacı gençliğimiz hırslı, kısa görüşlü imparatorluklar ve zalim, müsrif diyasporalarla dolu. Atalarımız galaksinin kayıp çocukları, durmadan ara vermeksizin üremiş, üretip öldürmüş, toplumları, uygarlıkları durmaksızın dağılıp yeniden bir araya gelmiş... Mayamızda bozuk birşey olmalı... sistemde bir mutasyon, bize ya da başkasına hayrı olamayacak denli aceleci, gergin ve delibozuk bir şey. Öylesine acınası, etli şeyleriz ki, bir de kısacık yaşıyoruz, çekirgeler gibi üreyip etrafımıza üşüşüyoruz ve her daim kafamız karışık. Ve bir idirliye göre durgun zekalı, son derece aptalız.
Her zor yapıtta şu ikilemle karşı karşıya kalırız; ya yazar kendini yeterince açık ifade edemeyen yeteneksizin biridir ya da biz söylenenleri kavramayacak kadar aptalız.
"Hepimiz aptalız.
Hem de her zaman. Sadece her gün farklı türden aptalız.
Sanıyoruz ki bugün aptal değiliz, dersimizi aldık.
Dün aptaldım bu sabah değilim, ertesi gün anlıyoruz ki, evet, o gün de aptaldık."