Ne okudun,ne öğrendin,ne bildinse bervahâ; Yer çökmeden,gök iki şak yarılmadan geçilmez.
Gerçek...
"Gerçek ışık insanın içinden ışır, ruhun, kalbin sırlarını açığa çıkarır, mutlu eder ve yaşamıyla yetinmesini sağlar. Gerçekler yıldızlar gibidir, karanlık çökmeden görünmezler. Gerçek dünyadaki tüm güzel şeyler gibidir; yalanın büyüsüne kapılanlar dışında, arzulanabilirliğini saklamaz. Derin bir inceliktir, bize günlük yaşamımızda mutlu olmayı ve bu mutluluğu paylaşmayı öğretir."
Reklam
yas, ihriyar kadınların yüzlerlerini gözyaşlarıyla yıkamadan; ölüm, genç gelinlerin saçlarını zamansız ağartmadan, savaş, çocukların oyunlarına koyu bir bulut gibi çökmeden. Seni bekliyordum.
Sayfa 12 - YKYKitabı okudu
Travma- dan çıkmanın anahtarı donma tepkisini (aslında belli bir zaman sınırlaması olan bu tepkiyi) kendisiyle bağlantılı olan korku- dan ayırmaktır. Korkudan hareketsizlik tepkisi veren hayvan- lar, bunu yaparken karşı saldırıya ya da yönü belli olmayan çılgınca bir kaçışa son derece hazırlardır. Hayvanların hayatta kalabilmeleri için savaş ya da kaç tepkisinin çaresizliği içinde (hayvan çökmeden ya da donmadan önce) kullanılmış olan bütün o enerji, söz konusu hayvan hareketsizlik tepkisinden çıktığında patlamaya hazır bir şekilde yeniden ortaya çıkar. Biz insanlar ise hareketsizlik tepkisinden çıkmaya başladığımızda genellikle ani ve bunaltıcı duygu dalgalarının akınına uğrarız. Bu dalgalanmalara anında müdahale edilmemiş olduğundan, enerji aşırı yoğun öfke ve dehşet duygusuyla birleşir. Korku ve hem kendine hem başkalarına dair şiddet korkusu, hare- ketsizlik tepkisini yeniden aktive eder, yayılmasına neden olur ve genellikle süresi belirsiz bir dondurulmuş dehşet biçimine sokar. İşte bu da travmanın kısır döngüsüdür.
Kişiden kişiye gelen tehlike ise günlük bir olaydır. Kendini bu tehlikeden kurtar, olanca dikkatinle göz kulak ol bunlara! Hiçbir felaket bundan daha sık, daha inatçı, aldatıcı değildir. Fırtınalar, patlamadan önce daha bir tehditkârdırlar, yapılar çökmeden çatırtılar duyulur, duman yangının habercisidir. Ne var ki bir kişiden gelen zarar ansızın bastırır insanı ve ne kadar yakınımızdaysa o kadar ustalıkla gizlenmiştir. Karşılaştığın insanların yüzlerindeki ifadeye güvenirsen aldanırsın. İnsan görünümündedir onlar, ruhları da vahşi bir hayvanın ruhudur.
Sayfa 423 - Jaguar KitapKitabı okudu
Vaktiyle bir adam tanımıştım, çok iyi işitiyordu ama dilsizdi. Bir savaş sırasında konuşma yeteneğini yitirmişti. Bugün, o büyük sessizlik üzerine çökmeden önce yaşadığı savaşları biliyorum.
Reklam
Güya vakitten kazandıracak kestirme güzergâhları aramakla ömrünüzü israf etmeyin! Diz çökmeden, dirsek çürütmeden, mürekkep yalamadan, hakkını vermeden, çilesini çekmeden, çeragında yanmadan kim nereye varmışsa, siz de maazallah bu kısır döngülerde dönüp durarak ancak oraya varırsınız.
İnsanın yenilgisine yaklaşma biçimi onun ne olabileceğini de ele verilir. Buradan bir aşkın hakikate sıçrama yapabilecek miyiz? Kendi hakikatimizle buluşabilecek miyiz? Karanlık çökmeden yıldızlar görünmez.
Chandrasekhar, bir yıldızın yakıtını kullanıp bitirdikten sonra kendi çekimi ile çökmeden ayakta durabilmesi için ne büyüklükte olması gerektiğini hesaplamaya çalıştı. Düşüncesi şuydu, yıldız küçülünce madde parçacıkları birbirlerine çok yaklaşırlar ve Pauli dışlama ilkesine göre, madde parçacıklarının hızları birbirlerinden çok farklı olmalıdır. Bu da parçacıkları birbirinden uzaklaştırır ve yıldızı genleştirmeye çalışır. Şu halde yıldız, yaşamının daha önceki döneminde kütlesel çekimi ısı ile dengelediği gibi, kütlesel çekimi bu kez dışlama ilkesinden doğan itimle dengeleyerek kendini sabit bir çapta tutabilir. Fakat, Chandrasektar, dışlama ilkesinin de sağlayabileceği itimin bir sınırı olacağının farkına vardı. Görelilik kuramı, yıldızın içindeki madde parçacıklarının hızları arasındaki farkı, ışık hızıyla sınırlıyordu. Bu demektir ki, yıldız yoğunlaşınca dışlama ilkesinin neden olduğu itim, kütlesel çekimden az olacaktı.
Sayfa 95 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
964 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.