İsteğin ve inancın güç olduklarını yadsıyabilir miyiz? Karşılıklı bileşimleriyle , tutkularla ve tasarılarla bunların tarihin fırtınalarını besleyen rüzgarlar ve politika değirmenlerini döndüren çağlayanlar olduklarını görmüyor muyuz?
Söylemek isterim ki birçok gönüllere
Aşk içilen bir şarap gibidir, asla inanmayınız
O kadınlar ki; benzerler mor dikenli güllere
Renklerine kanıp da mest… olup yanmayınız.
Neyinize yetmiyor şu Mor renkli akşamlar
Bir kızın gözlerinden daha gölgeli çamlar
Kalırsa gönlünüzde şimdiden, paslı gamlar
Size yansın rüzgârlar, ağlasın çağlayanlar.
Aşk bir tufan olup da beni alsa engine
Gene gönlüm barışmaz gözlerinin rengine
Gönlüm kapılmaz bir daha onun pis nefesine
Ben artık aşıkım güzel bülbül sesine...
40. servisten A…K…
"Üniformanızı kefen belleyin. Üniforma, yeri geldiğinde ateşten gömlek, yeri geldiğinde serin sular gibidir. Kah ateşler içinde yanarsınız pervaneler gibi, kah denize doğru gidersiniz soğuk çağlayanlar gibi..."
"Salı sabahı düşman zırhlılarından on üçü Trablus'un doğu tarafında bulunan Hamidiye İstihkâmı'nı dövmeye başlamışlardır. İstihkâmda on bir neferle bir çavuş vardı. Neferlerin dokuzu bir süre sonra şehit olmuş, ikisi yaralanmış ve sağ kalan Mehmet Çavuş isminde bir kahraman henüz parçalanmayan birkaç topla, dünyanın hiçbir savaşında işitilmemiş, hiçbir memleketin tarihinde görülmemiş inat ve dayanıklılıkla tek başına dört saat düşmana karşı koymuş ve sonunda o tunç toplarla beraber, o çelik vücut da başına yağan yüzlerce gülle altında parça parça olmuştur. Böyle eşsiz erlere sahip olan millet, dünyanın en büyük milletidir."