Ah, aşkın ilk zamanlarında öpücükler nasıl da kendiliğinden çıkıverirler ortaya! Mayıs ayında kırlardaki çiçekler gibi dip dibe fışkırırlar; bir saat içinde karşılıklı verilen öpücükleri saymak, bu çiçekleri saymak kadar zordur.
Sen bir sandaldan zorla denize atılan, yüzmeyi yeni öğrenmiş birisin ve ayağının altındaki o sert tahtayı kaybetmekten korkuyorsun.
Reklam
"Her şeyi... sözcüklere dökmek her zaman gerekli olmayabilir."
Aşkın gizemi...
Aşkın gizemini anladığımı söyleyemem, ama bu yaşadığım şey, bir kadınının bedenini kullanmanın da ötesindeydi. Dünyanın yukarılarına kaldırılmak, korkuyu ve ıstırabı aşmak ve kendimden daha büyük olan bir şeyin parçası olmaktı bu. Kendi zihnimin karanlık hücresinden çıkarılmış ve başka birisiyle bir bütün haline getirilmiştim. ... Dışa doğru infilak ederek genişliyor, sonra büzülerek içe doğru biçimleniyorduk. Bu varoluşun - gece ve gündüz nefes alıp vermenin ve kalp atışlarının - ritmiydi ve bedenlerimizin ritmiyle birleşip zihnimde yankı buluyordu. ... Zihnimdeki o gri, kasvetli örtü kalkmış ve beynimin içine deler gibi bir ışık girmişti (ışığın insanın gözlerini kör etmesi ne kadar tuhaf!) ve bedenimi özümseyen o muhteşem denizin içinde tuhaf bir şekilde vaftiz edilmiş, yıkanmıştım. Benim bedenim vermenin, onunki ise almanın verdiği zevkle titremişti.
Sayfa 197 - Koridor Yayınları 'Charlie Gordon'Kitabı okuyor
Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden Siz böyle olsun istemezdiniz Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz olmadı.
Bir insan başka bir insana nasıl davranacağını nasıl öğrenir?
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.