... insanlar yaşamları boyunca tinsel dağları gördükleri halde asla bunlara tırmanmazlar, orada bulunmuş olanları dinlemekle yetinip zorluklardan kaçtıkları için hoşnutturlar. Bu dağlara yapılan kimi geziler de, hedefe giden en iyi ve en tehlikesiz yolları bilen deneyimli kılavuzlarla yapılır. Deneyimsiz ve güvensiz olanları ise kendi yollarını kendileri bulmaya kalkarlar. Bunların pek azı başarıya ulaşır, ama bazen kimleri yılmaz bir istencin, şansın ve inayetin sayesinde yolunu bulabilir. Bunlar, yol sayısının tek ya da sabit olmadığını ötekilerden daha iyi fark ederler. Ne kadar çok insan ruhu varsa o kadar çok yol vardır.
"Senin bildiğin aşk biyolojik bir dürtüden ibaret; hormonlarınla kimyandan kaynaklanıyor. Kolaylıkla değişebilir -kimyandaki ufacık bir değişim "en yüce gerçek" sandığın o aşkın yok olmasına yetecektir. Sen tutkuya "aşk" diyorsun. Bu ayrımın hatırlanması gerekiyor.
Sokrat diyor ki, "Aşkın gizemlerini yaşayan
Nesimi
Halk ozanıdır. Koca yürek... Anadolu'nun bağrından kopar, yolu Paris'e düşer. Bi başına. Karnı aç. Elleri cebinde dolaşırken, bakar ki, sokak çalgıcıları var, müzik yapıyorlar, para topluyorlar. Çöker bi köşeye, cura'sını tıngırdatmaya, yanık yanık söylemeye
başlar:
"Aç kulaklarını dinle sözümü, yalan söz gerçeğe tuzak değil, insan