Dostoyevski sanatçılığının otuz yılı boyunca sara hastasıydı. ... Ama gariptir ki, acılar içindeki bu adam tabi tutulduğu sınamaya tek bir sözle bile karşı çıkmamıştır. Asla, Beethoven'ın sağırlığından, Byron'ın topallığından, Rousseau'nun mesane rahatsızlığından yakındığı gibi yakınmamıştır bu hastalığından... O sonsuz amor fati'siyle kaderini, onun bütün yüklerini ve tehlikelerini sevdiği gibi hastalığını da sevmiştir.