Biyolojik olarak, yaşama içgüdüsü açısından insan, başkasına verdiğinden çok daha büyük bir önem vermek zorundadır kendisine.
Biz, hepimiz, ne yapacakları önceden kestirilemeyen ve hoşnutsuzluklarından ötürü homurdanan tanrılara ilişkin hikayeler icat etmek suretiyle yaşam tehlikelerini göğüslemeye çabalayan insan kuşaklarının devamıyız. Uzun bir süre için insanoğlunun olup bitenleri anlama içgüdüsü, Homeros zamanının Yunanistan'ın da olduğu gibi, kolaya kaçan dinsel açıklamalar yüzünden köreltildi. O zamanki Yunan'da gök tanrısı vardı, yer tanrısı vardı, gök gürültüsü tanrısı, aşk tanrısı, savaş tanrısı, ateş tanrısı ve zaman tanrısı vardı. Evrenin ipleri görülmeyen ve inceleme konusu yapılamayan bir tanrının ya da tanrıların elinde olan bir kukla durumunda olduğu kavramı, insanları binlerce yıl baskısı altında tuttu ve bazılarımızın halende tutuyor. Derken 2500 yıl önce, İyonyada muhteşem bir uyanma başgösterdi. Birden her şeyin Atomlardan oluştuğuna inanan insanlar çıktı ortaya. İnsanlar ve hayvanların daha basit hayat şekillerinden geliştiğini, hastalıkların şeytan ya da tanrı işi olmadığına ve yeryüzünün güneş çevresinde dönen bir gezegen olduğuna inanan insanlardı bunlar. Ve yıldızların çok uzaklarda bulunduğunu söylemekteydiler.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
KADINLAR, ERKEKLER, ŞİDDET ....GENETİĞİN ÖNEMİ...
Çoğu kız çocuğunun hem annelerinden hem babalarından X kromozomu aldığını, fakat erkek çocuklarının X kromozomunu sadece annelerinden aldığını unutmayın. Bundan dolayı, oğlanlar annelerinden anti-sosyallik genini almakta ama babalarından fren mekanizmasını alamamaktadırlar. Başka deyişle kızların çoğu erkeklerden daha usludur ve bunun nedeni genetiktir. Erkekler kötü davranmaya programlanmıştır. Teoriye göre, erkekler bu nedenle kızlara oranla daha yıkıcı, duyarsız ve anti-sosyal olma eğilimindedirler. Elbette bir çocuk önceden programlanmış bir gen yığını değildir. Yetişme ve sosyalleşmenin davranışlarla çok ilgisi vardır. Oğlanların saldırganlığı ebeveynlerinden ve yakın çevrelerinde bulunan başka kişilerden öğrenme olasılığı kızlara oranla çok daha fazladır. Kızlar bebeklerle, oğlanlar silahlarla oynar ve Barbie bebeklerinin eşyaları arasında bir M16 makineli tüfeği bulunmaz. Genelde pek çok kadın en az erkekler kadar kavgacıdır ve kendileri dövüşmese bile, erkekleri dövüşmeye kışkırtırlar, hatta bu kışkırtıcılığı erkekler dövüşmek istemediği zaman dahi yapabilirler. Askeri tarihçi Martin Van Creveld “Ne kadar tatsız bir gerçek olursa olsun, savaşların nedeni erkeklerin dövüşmeyi ve kadınların da kendileri adına dövüşen erkekleri sevmesidir” demiştir.
İçgüdüler
Freud, insanın doğasında var olan içgüdüleri yaşam ve ölüm üçgüdüsü olarak ikiye ayrır. Yaşam (eros) içgüdüsü, libidonal enerjiden kaynağını alırken, ölüm içgüdüsü ise thatonos adını alır. İnsanlar saldırganlık içgüdüsünü ise ölüm içgüdüsünden türetir. "insan insanın kurdudur." benzeri bir ifade saldırganlığın somut anlatımı olur.
İnsan içgüdüsü ise bozuktur. Onun için, doğruyu eğriden, çirkini güzelden, faydalıyı faydasızdan ayırmasını bilmez ve akıl denilen bir cehennem aletinin hükmü altında gülünç, kaba, sersem ve patavatsız kıvranır durur. Gene onun için, hareketleri aksaktır, sesi ahenksizdir, neşesi yavan ve iğretidir. Gördüm, gördüm.
"Her insan kendi şeytanını zaten içinde taşır. İnsanın yaşama içgüdüsü olan nefis gemi azıya aldı mı şeytana dönüşür. Bizi yaşatan da, felaketimize yol açan ve şeytana dönüşmemize sebep olan da o içgüdüdür işte."
Sayfa 222 - Altın Kitaplar Eylül 215 İstanbulKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.