Şu ölümlü insanlık, hiç hak etmediğim halde, sadece kendi menfaatlerini düşünerek bana yüz çevirip, beni ihlal ve tahrip etmiş olsaydı, buna sadece, bana karşı yapılmış haksızlık ve saygısızlık olarak düşünür, üzülürdüm. Ancak durum beni aşarak, bütün insanlığın saadet kaynağı onlardan uzaklaşmış ve üzerlerine çeşitli belalardan bir yığın yük
Hepsi ölüm cezasına çarptırılmış olup zincirlere vurulmuş bir çok insan tasavvur edin. Öyle ki, her gün içlerinden bazıları diğerlerinin gözleri önünde boğazlanıyor ve kalanlar da aynı halin yarın kendi başlarına geleceğini bile bile ümitsizlik ve ızdırap içinde sıralarını bekliyorlar. İnsanlığın ölüm karşısındaki durumu işte böyle tasvir edilebilir.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Tak tak tak.
Tekrar kapısını vurmalı kalbin ve ruhun. Yoksa yapma besinlerle besleme besleme vücudun aldığı hale benzer bir durumu almaya doğru hızla gitmekte ruh. Dıştan bakıldığında her şey yerli yerinde, ama bir üfürmeye görün! Püf diye uçacaktır. Ve darmadağınık tüylerin havada oraya buraya koşuşması.
Dünya düzenine baktığımızda, hatta insanlığın varoluşuna ka­dar indiğimizde, yalnızca bugün değil, her dönemde görülen bir vaka olmuştur ensest. Eski Roma’da da vardı, Eski Yunan’da da... Hatta öyle ki bazı eski toplumlarda anne hamileyse ve bi­ri erkek biri kız, ikiz bebek doğurmuşsa öldürülüyorlardı; çünkü anne karnında cinsel ilişkiye girdikleri düşünülüyordu! Ne tuhaf değil mi? Bazı yerlerde bu yaşanırken, bazı yerlerde, mesela An­tik Mısır’da, ensestin dinsel ve siyasal nedenleri vardı. Dolayısıy­la ensest üst sınıfa özgü bir durumdu ve firavun kız kardeşiyle ev­lenebiliyordu. Mısır gibi ensestin normal karşılandığı başka me­deniyetler de vardı ancak mesela Hititler, kardeşlerin birbirleriyle evlenmelerini yasaklamış ve yasal yaptırım olarak ölüm cezası­nı belirlemişti. Öyle ki kardeşler arası evlilik şöyle dursun, birinci derece akrabalığın sonu da ölümdü.
Sayfa 17
Yalnız toplumlar arasında veya toplum sınıfları ve katmanları arasında değil, insanın bütün çevresiyle kendisi arasında da artık bir politika bağı var.Bu bağ, adeta bir ruh gibi insanı içten içe sarmış ve kuşatmıştır. İnsan, istese de kolay kolay bu örümcek ağının içinden çıkamayacaktır. Aksiyonu düşünceden, jesti niyetten üstün gören bir felsefe gibi sızmış insan ruhunun katları arasına politika. Bu hastalık o kadar ileri bir duruma varmış ki, artık, insanın kendine karşı da politika yaptığı söylenebilir. Politika, hayat tarzının, dünya görüşünün, giderek kimi yerde dinin yerini alma eğiliminde.
Sayfa 73 - dirilişKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.